Marmaris Gezi Rehberi
1 Dakikada özet
Marmaris Selimiye Köyü
Marmaris Gezi Rehberi için ilk durak Selimiye oldu. Fotoğrafları burada
Marmaris Gezi Rehberi yazımın ilk durağı olan Selimiye köyünden hareketle oluşturduğum rotalar aşağıdaki gibidir. Benim aklıma gelenler bunlar. Eksik var ise lütfen tamamlayalım :)
1. Gün: Selimiye – Sığ Liman – Cennet Koyu – Merkezde gezinti
2. Gün: Selimiye – Turgut Şelalesi – Bayır Köyü – Eski Yağhane – Turunç – Amos koyu – Amos Antik Kenti – Kumlubük
3. Gün: Selmiye – Saranda Koyu – Bozburun – Söğütköy – Taşlıca – Serçe limanı
4. Gün: Tekne Turu
HAydin Başlayalım
Köy dediğin Bağsaray’dır arkadaş. Selimiye köy falan değil. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine kafa dinlemek için ideal bir yer dediği, Marmaris Selimiye köyü’ne gittim. Belki onun gittiği zamanlarda sessiz sakin bir köy olabilirmiş ama benim gittiğimde (2018 kurban bayramı öncesi) çok da kafa dinlemelik bir yer değildi. Ben gittiğimde 9 günlük bayram tatiline daha bir hafta vardı ama yine de çok kalabalıktı. Bayram tatili başladığında ise iğne atsan yere düşmeyecek hale gelmişti.Taksi kırmızı olaydı eyiydi :)
Selimiye Yemek Mekanları
Marmaris Gezi Rehberi yazımda yemek mekanlarına da değinmek istiyorum. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Selimiye köyü çok pahalı bir köy. Zaten artık köylükten çıkmış. Esnaf tamamen turizme bel bağlamış. Tamam turizm geliri diye bi şey var elbette ama böylesi biraz abartı olmuş bence. 11 ayın acısını bir ayda çıkarmaya çalışıyorlar gibi bir durum hissettim kendi adıma. Bir küçük suyun fiyatı 5 lira. Bence bu düşüncedeki esnaflar turizm olayını biraz yanlış anlamışlar gibi.Selimiye gece pozlaması ayrı bir güzel sanki
Her yoruma kanmayalım
Şimdi bir Marmaris Gezi Rehberi hazırlamaya kalktıysan insanların ne diye arama yaptıklarını bilmek zorundasın. Selimiye gezilecek yerler, Selimiye yemek yerleri, Selimiye yeme içme fiyatları ve buna benzer cümleler kurarsınız. Bu cümlelerin karşılığında size internet bazı yorumlar, sayfalar, tavsiyeler sunar. Evet bunların çoğu değerli fakat inanın bir kısmı da tamamen abartılı yorumlar. Bedava bir akşam yemeği karşılığında almadıkları tatları aldım diyen, sevmedikleri hizmeti göklere çıkaran çakma gezgin, blogger ve gurmelerin söylediklerine kanmayın. Tavsiyem mutlaka kendiniz deneyimleyin.Ayarlasam bu kadar güzel denk getiremezdim herhalde o tekneleri
Kendiniz deneyimleyin
Aslında direk adres verip hedef göstermek istemiyorum ama sonuçta yaşanmamış ya da uydurduğum bir durum olmadığı için bu örneği vermek istiyorum. Selimiye yemek yerleri, Selimiye balık restoranları gibi terimlerle internette arama yaptığınızda karşınıza Sardunya adında bir restoran çıkıyor. Onlarca yorum, tavsiye fotoğraf alabildiğine. Artık nasıl oldu bu yorumlar, neye göre yazıldı bilemiyorum günahları varsa boyunlarına ama :) restoranın kapısına gidip de akşam yemeği için yeriniz var mı diye sorduğumda, kapıda duran kadının cevabı “önümüzdeki 10 gün doluyuz maalesef” oldu.Buradan manzara güzel
Ya arkadaş bu nasıl bir cevap. Bu nasıl bir doymuşluk. Bu nasıl bir tokluk anlam veremedim. Evet yer olmayabilir, dolu olabilirsiniz ama cevap bunun yerine yardımcı olmaya çalışayım, numaranızı bırakın müsaitlik olursa haber vereyim şeklinde olabilirdi. Bu yüzden ben tavsiye etmiyorum. Ha yemekleri harika olabilir, hizmet on numara olabilir, bunlar hakkında en ufak bir fikrim yok ama bu davranış şekli tavsiye etmemem için yeterli bir sebep oldu. Tercih sizlerindir.Biraz da detay alalım
Kime göre pahalı?
Sahil boyu yürümeye devam ediyorsunuz ve tüm kıyı restoranlarla dolu. Fiyatlar aşağı yukarı tüm restoranlarda aynı. Bir tatil yöresine nazaran pahalı olduğunu söyleyebilirim. Alkollü bir içeceğin olduğu balık ve bir kaç mezeden oluşan menüye kişi başı 150 lira civarında bir ücret ödeyeceğinizi bilmenizi isterim. Bence pahalı. Tabi kime göre pahalı orası tartışılır. Dört kişilik bir turist aile geliyor, yiyor, içiyor, eğleniyor, keyfini çıkarıyor hesap istiyorlar gelen hesap 60 euro. Sonra da siz Türkler çok misafirperver, şiş kebap çok güzeeeeel Çok güzel tabi. 3-5 bin euro maaşım olsa ben de çok güzeeeeel derim :) (Neyse bu konulara fazla girmiyorum zira tam da bu sıralarda tramp twit atıyor bizim dolar 7 lirayı euro 8 lirayı aşıyor durumları söz konusuydu)Bi tekne alıp yerleşesim geldi :)
Yok ben illa deniz manzaralı “ayran” balık keyfi yapmak istiyorum derseniz de size Miço restoranı tavsiye ederim. Hem işletme çalışanlarının tavrı, hem sahiplerinin tavrı ve sohbetleri gerçekten sıcak ve samimiydi. Marmaris Gezi Rehberi yazımda böyle de bir bilgi olsun istedim. Aynı zamanda da işletmenin şefi olan adaşım Hakan Bey yemek boyunca her isteğimizle ayrı ayrı ilgilenip memnuniyet seviyesini yükseltmeyi başardı.Sanki kale gibi bir yapı var orada :) Eve gelince fark ettim
Sonuç
Sonuç olarak Selimiye yeme içme mekanları konusunu şöyle bağlamak istiyorum. Marmaris Gezi Rehberi kapsamında yaptığınız aramalarda karşınıza çıkan en çok yorumlu, tavsiyeli mekanları öncelikle eleyin derim. Bu tür yerlerde sanki işlek bir avmdeki burgercideymiş gibi hissediyorum kendimi. Bence sahil kenarını bırakın ve içlere doğru ilerleyin. Zaten baştan sona gidip gelmeniz en fazla yarım saatlik bir zaman alıyor. İçerilerde ev yapımı abla, teyze yemekleri, mantı ve hatta kokoreç gibi seçenekleri de değerlendirebilirsiniz. Sahil kenarına göre fiyatlar daha makul seviyelerde.O denizin ortasında ağaç olan yere ulaşmayı denedim ama denedim sadece
Selimiye Otelleri
Selimiye otel deyince akla öyle büyük oteller gelmesin. Ben bölgede büyük bir otel görmedim. Genelde 10-20 yatak kapasiteli (en fazlası 40 sanırım) butik oteller ve apart tipi konaklamalar var. Tahminimce 60-70 kadar mevcut. Kişi başı günlük 120 liradan başlayan fiyatlar. Tabi bu sezon fiyatları. Sezon dışında daha uygun olacağını tahmin ediyorum. Oda artı kahvaltı konseptinde. Ben Flora Saadet adlı butik otelde kaldım. Genel anlamda hizmetlerinden memnunum fakat beğenmediğim iki konu vardı ona da değinmeden geçmeyeyim.
Flora Saadet Apart
Açık büfe out
Öncelikle açık büfe kahvaltı hizmeti vermemekle (menfi) çok mantıklı bir seçim yapmışlar. Serpme kahvaltı veriyorlar ve oldukça kaliteli. Sıcağından meyvesine, çeşit çeşit peynirinden ev yapımı reçellerine kadar gayet tatmin edici bir kahvaltı. İyi de arkadaş bu kadar güzel hizmet veriyorsun su için neden ayrımcılık yapıyorsun. Su istediğinde o ekstraya giriyormuş ve onu ayrıca çıkışta ödüyorsun. Böylesine güzel bir hizmete 5 liralık bir su yüzünden gölge düşürmelerine anlam veremedim. Bir de otelin kendi plajı mevcut fakat misafir sayısı kadar masa ve şezlongları yok. Küçük ayrıntılar belki ama ben de bunlara takıyorum işte:) Yapcek bişi yok Bunun dışında en ufak bir olumsuzluk görmedim. Gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.Balkondan Selimiye manzarası
Rezervasyon önemli
O begonvillerin arasında akşam keyfi güzel oluyordu itiraf edeyim. Şansıma güzel manzaralı bir oda denk gelmiş. Tatil günü, bayram, özel günlere denk gelen tatil planlarınızda mutlaka önceden rezervasyon yapmalısınız. Böyle yoğun günlerde yer bulabilmek oldukça sıkıntı yaratabiliyor. Ben gitmeden önce hiç abartmıyorum 52 telefon numarası çevirmişim ve bunların içerisinde yalnızca ikisinin oda müsaitliği vardı. O yüzden tedbirli davranmanızı şiddetle tavsiye ederim.Terastan Selimiye manzarası
Selimiye Plaj İmkanları
Selimiye plaj konusunda da biraz sıkıntılı. ilk gün otelin plajını kullandıktan sonra hemen arayışa girdim elbette. Çünkü genellikle sahil şeridini apartlar ve beachler parsellemişler. Zaten çok kısa bir sahil şeridi mevcut. Selimiye içinden geçen yolun sonunda ne varmış acaba diye merak edip ilerledim ve yaklaşık 2 kilometre sonra yolun sonu bir plaja çıktı. Akkum koyu ya da Sığ Liman diye geçiyor. Girişte halk plajı yazısı mevcut. Öncelikle sahile şemsiyemizi dikelim sonrasında etrafı keşif yaparım düşüncesiyle yerleştim.Akkum Koyu Marmaris Gezi Rehberi Gözdesi
Bu plajı pas geçmeyin
Eğer tüm tatilinizi Selimiye’de geçirme niyetindeyseniz bu plaj ideal. Sanıyorum gelen tatilciler tarafından pek fazla bilinmediğinden nispeten daha sakin geldi bana. Aldım makinamı şöyle bi dolaşayım diye koyuldum ki yola ilk gözüme çarpan tepenin başında bir keçi oldu. Heykel gibi hareketsiz bekliyor. Hemen bi fotoğrafını çekeyim dedim inşallah hareket etmez falan diyorum içimden de. Neyse çektim fotoğrafını devam ettim yoluma.Nöbetçi keçi
Keçili plaj
Hiç abartmıyorum aradan 2 saatin üzerinde bir zaman geçmesine rağmen aynı pozisyonda orada bekliyordu hala. Konu hakkında bir arkadaşımdan aldığım bilgiye göre; keçileri yemleri ve sularıyla birlikte bu adacıklara bırakıyorlarmış ve kendi başlarının çaresine bakıyorlarmış. Amaç kurda kuşa yem olmamalarıymış. Daha sonra işlerine yarayacağı zaman o adaya gidip keçilerini alıyorlarmış. Enteresan bi bilgi. Bir Marmaris Gezi Rehberi içinde böyle bir bilgiye ne gerek var derseniz bilmiyorum ama ben sevdim. Yeni bilgiler bulursam güncellerim artık burayı :)Sığ Liman Halk plajı
Salih Yazgan Özel
Aslında bir başka bilgiyi de Salih abiden öğrendim. Aldım makinamı sahili dolaşıyorum dedim ya. Gözüme bi adam ilişti. Hızlı hızlı hareketlerle, elinde bir tırmık sahildeki pislikleri temizliyor, bi yandan elinde çöp torbası çöpleri topluyor, kah sahile şemsiye için çubuk çakıyor, kah elinde çöp poşetiyle kanoya atlayıp başka bir yere gidiyor ve doldurduğu poşetle geri dönüyor. Dikkatimi çekmeyecek gibi değildi elbette. (hoş benden başka kimsenin de dikkatini çektiğini görmedim gün boyunca orası ayrı mesele)Salih abi 64 yaşındaysa ben söylemiyorum artık yaşımı
Sohbet bizim işimiz
Yaklaştım yanına ve bi selam verdikten sonra ne yapıyorsun sen böyle diye konuya giriş yapmak istedim. Cevabı biraz enteresan oldu. “Belli olmuyor mu ne yaptığım. Herkesin yapması gerekeni yapıyorum. Sahili temizliyorum işte” diye bi çıkıştı öncelikle bana :) “Tamam abicim onu gördüm ellerine sağlık da buranın halk plajı olduğu yazıyordu girişte. O bakımdan şeettim aslında bir görevlisi olduğunu düşünmemiştim” dedim :) İşte bunu dememle birlikte Salih abiyle olan sohbetimiz bi anda koyulaşıverdi ve inanın böyle bir insanı tanıdığım için gerçekten çok mutlu oldum. Anlattıklarını dinledikçe gözlerim doldu.O halkalar da yosun bu arada
Kayda girmek istedim hemen. Bunu yaparsam belki bir farkındalık yaratır ve daha fazla insana ulaşarak bir faydam olur diye düşündüm. Kısa bir video kaydından sonra olayı ses kaydına çevirdim ve Salih abi aklına gelen her şeyi anlatmaya başladı. Sahili korumak için illa görevlisi mi olmak gerekiyor diye başladı hemen :) Ben burada konu başlıklarını özet geçeyim merak eden hemen alttaki ses kaydını dinleyebilir elbette. Aslında Salih abiyle bi hafta takılsam tam bir Marmaris gezi rehberi çıkarırdım ama işte :))
Bulut ayrı bir güzellik katar fotoğrafa
Görev adamı Salih abi
Salih abi tam bir aktivist. 64 yaşında bir çevre dostu ve duyarlı bir insan. Günde üç kez bu plajın temizliğini yapıyor, bakımını yapıyor, yeni yeni tesislerin kurulmaması için çaba sarf ediyor. Marmaris belediyesi ile irtibat halinde ve bu plajın kumlarının kamyonlarla getirilmesini sağlamış. Kanosuna atlayıp daha önceden cehenneme benzeyen şimdilerde adı ise Cennet koyu olarak geçen yere gidip temizliğini ve bakımını yapıyor. “Cehennem gibiydi orası çünkü gelen özel yatlar, gezi tekneleriyle ve ormandan geçerek denize giren insanların bıraktıkları çöpler orayı yaşanmaz hale getirmişti. Ben günde iki sefer kanomla giderek temizliğini yapıyorum. Artık orası bir cennet koy” diyor.Her açıdan çekilmişliği vardır efenim :)
Plaj Kütüphanesi
“Halk plajına ücretsiz şemsiyeler koydum, hamile bayanlar gelirse kullansınlar diye” diyor. Bu nasıl bir düşüncelilik örneğidir. Kaldı mı böyle insanlar hala. Aslında daha bir çok konu var anlattığı. Hepsini de heyecanla dinledim. Siz tam röportajı dinleyebilirsiniz verdiğim linkten ama son bir ayrıntıyı da burada yazmak istiyorum. “Sahile bir kütüphane yaptım Hakan Bey. İnsanlar burada denize girerken gelip baksınlar alıp kitap okusunlar diye ama inanır mısın. Buradan kitapları alıp gidenler oldu” diye de bir yakınması vardı. Sonuna kadar haklı değil mi efenim. İnanın böyle bir insan yok. Gidin, görün, tanışın, sohbet edin.Halk plajına halk kütüphanesi
Keçiyi sordum ne ayak bu böyle diye :) hemen o konuya da açıklık getirdi tabi. Onlar sabah esintisini almak için en yüksek yerlere konuşlanır, akşam saatlerine kadar denizden gelen esintiyle serinlerler. Akşam olduğunda da gidip sabah aynı saatlerde yine gelirler dedi :) Amaç serinlemekmiş yani. Bu sıcak havada ideal bi çözüm bence. Denize girmek akıllarına gelmiyor demek ki :)Bu taraftan da çekelim Akkum koyunu
Bir de Cennet koyu varmış
Artık öğrendim Salih abiden. Cennet koyu var buralarda bir yerde. E Marmaris Gezi Rehberi hazırlıyorum, görmeden döner miyim hiç. Başladım yürümeye. Hemen sahilin kenarından ormanın içine doğru giden bir patika yol var. Orayı takip edince bu koya ulaşıyorsunuz. Yaklaşık 10 dakikalık bir yürüme mesafesi diyebilirim. Halk plajı evet düz ayak, kullanışlı fakat bir koy olduğu için sığ bir denize sahip. Hatta buraya Akkum Koyu ya da Sığ Liman diyorlar. Her ikisinden de bahsedildiği gördüm internette.Bu tekneyi çok sevdim
Cennet Koyu dendiği kadar varmış gerçekten. Tertemiz, serin suları, turkuaz yeşili rengiyle tam bir saklı cennet. Buraya kadar gelip de bu koyda denize girmeden kesinlikle dönmeyin. İlk önce plaj şemsiyesi ve diğer malzemeler halk plajına yerleştirmiştim doğal olarak ama bu cennet koyu görünce hemen pılıyı prıtıyı toplayıp buraya konuşlandım. Hatta öylesine güzel bir denize sahipti ki bu koyda bir gün daha geçirmeye karar verdim.
Yok yok bunu daha çok sevdim :)
Salih abi ormanda çadır kurulmasına izin vermiyor. Kuranları da anında jandarmaya ihbar ediyor. Çok ciddiyim bu konuda şaka değil. Gün içerisinde iki kez jandarma ekipleri geldi. Ormanda çadır kurulmuş diye.
Aslında Selimiye gezilecek yerler diye bi konu başlığı açmak gereksiz çünkü Selimiye çok küçük bir köy. Bi ucundan diğer ucu 3 kilometre ama konuyu şu şekilde ele alıyorum. Eğer konaklama için tercihiniz Selimiye olduysa ve keşfetmeyi seviyorsanız bu bölümü okumalısınız. Selimiye tatil programımı yaptığımda iki rota oluşturdum. Bu rotaların her biri aslında bir güne tekabül ediyor. Konuyu Selimiye’de ne yapılır başlığı adı altında ele alabiliriz. Paparazilikte son nokta
Marmaris Gezi Rehberi yazımın ilk durağı olan Selimiye köyünden hareketle oluşturduğum rotalar aşağıdaki gibidir. Benim aklıma gelenler bunlar. Eksik var ise lütfen tamamlayalım :)
1. Gün: Selimiye – Sığ Liman – Cennet Koyu – Merkezde gezinti
2. Gün: Selimiye – Turgut Şelalesi – Bayır Köyü – Eski Yağhane – Turunç – Amos koyu – Amos Antik Kenti – Kumlubük
3. Gün: Selmiye – Saranda Koyu – Bozburun – Söğütköy – Taşlıca – Serçe limanı
4. Gün: Tekne Turu
Bu şekilde bir plan yaptım ve uygulamayı da başardım. Farklı olarak tekne turu yapmadım ve Selimiye’ye iki gün ayırmıştım. Tercih sizin.
Turgut Şelalesi
Marmaris Gezi Rehberi kapsamında Selimiye gezilecek yerler listesinde en yakın mesafede Turgut Şelalesi bulunuyor. Marmaris Turgut şelalesi arası kaç kilometre derseniz yaklaşık 60 kilometre. Ben Selimiye’den gittiğim için 20 dakika süren yaklaşık 11 kilometrelik bir yol katettim. Yolunda bir sıkıntı yok. Hatta şimdiye kadar keşfini yaptığım çoğu yerden daha güzel bir yola sahipti. Buraya kendi arabanızla gelebileceğiniz gibi üstü açık turist arabalarıyla da gelebiliyorsunuz. Cip safari olayı yani. Ben tavsiye etmiyorum ama siz bilirsiniz yine de.Turgut Şelalesi üst açı
Erken gidin
Dikkat edilmesi gereken konu ise mutlaka saat 11’den önce gidin. Sonrasında o üstü açık 10’ar kişilik turist taşıyan kocaman araçlarla öylesine kalabalık bir kafile geliyor ki aklınız almaz. Ben tesadüfen erken gittiğim için keyfini çıkarabildim ama sonrası öyle bir doldu ki neye uğradığımı şaşırdım. Araba koyacak yer bile kalmadı bi anda. Dediğim gibi o kafileler gelmeden gezdiniz gezdiniz yoksa yürümek bile zorlaşıyor.Hobbit House buldum
Turgut Şelalesi Ücreti
Şelale görülmeye değer mi? Bence görülmeli. Oraya kadar gelmişsiniz bir görmekte fayda var. Suyu serin ve berrak. En son ulaşılan yerde de küçük bir gölet oluşmuş ve orada yüzebiliyorsunuz. Turgut Şelalesi giriş ücreti yok. Şaşırdınız di mi :) Bence de enteresan. Önceleri var mıydı bilemiyorum ama ben gittiğimde bir ücret talebinde bulunan olmadı.İlkbaharda daha fazla suyu vardır umarım
İmkanlar
Mekanda büfe ve küçük çaplı bir lokanta mevcut. Sabah kahvaltısından sonra gittiğim için yemek tercih etmedim. Şelale dönüşü dondurma ve biraz soluklanma olabilir. Turgut Şelalesi kamp için uygun bir yer fakat izin verilip verilmediği konusunda fikir sahibi olamadım. Çadır olayı doğaya zarar vermediği sürece tercih ettiğim bir aktivite fakat duyarlı olmak gerekiyor. Sonrasında bulduğunuz gibi bırakın demiyorum. Bulduğunuzdan daha temiz bırakın lütfen ve yangın emniyetini mutlaka alınız.Turgut Şelalesi dinlenme tesisleri :)
Mayonuz üzerinizde olsun
Çok fazla bir beklenti içine girmeyin derim. En fazla bir saat burası için yeterli olacaktır. Tabi serin suda yüzmeyi seviyorum derseniz daha fazla zaman ayırabilirsiniz. Çünkü Selimiye ve çevresinde yaz aylarında serin sulara sahip deniz bulmak biraz zor :) Mayonuz altınızda olsa iyi olur zira orada giy çıkar yapacak bir mekan göremedim.Bakmayın bu rahatlığa su çok soğuk
Saygı lütfen
Bilmiyorum belki yanlış düşünüyorum ama ben doğayla iç içe, yeşil, cırcır böcekleri sesiyle dolu bir mekanda huzur arıyorum. Duymak istediğim tek ses cırcır böcekleri ve akan suyun sesi oluyor. Lakin o koca koca 10’ar kişilik canavar safari araçlarının gelmesiyle bi anda dım tıs dım tıs heyoooo çok eğleniyoruz biz modundaki gürültü çıkaran güruh hiç bana göre değildi. Bu şekilde eğlenmek isteyenlere de saygı duyuyorum ama sanki burası onun yeri değil gibi. Gidin her şey dahil 5 yıldızlı otellerin disko barlarında bu eğlenceyi yapın ama buralarda lütfen biraz huzur deyip Marmaris Gezi Rehberi mesajımı da vermiş olayım.
Aslında Marmaris Gezi Rehberi hazırlamak oldukça iddialı bir kalkışma :) Zira ben bu tatilimde Selimiye köyünden hareketle civardaki gezilecek yerleri keşfetmeye çalıştım. Ülkemizin en popüler turizm bölgesi olan Marmaris için imkanlar dahilinde anca bu kadar bir gezi yazısı ortaya çıkarabildim.
Hayda rinnaaaaa nayyyda ninanayyyyyy :)
Bayır Köyü
Bu da Marmaris Gezi Rehberi yazımın bir kenarında bulunsun. Mutlaka birilerinin işine yarayacaktır. Fazla bilgi göz çıkarmaz :) Marmaris gezilecek yerler listesinde Bayır köyü mutlaka yer almalı diye düşünüyorum. Bayır köyü olmayan Marmaris Gezi Rehberi rehber değildir efenim :) Bayır köyü nasıl gidilir konusu ise oldukça basit. Marmaris’ten 60 kilometre yaklaşık bir saatlik bir yol ile ulaşabilirsiniz. Gittiğinize değeceğinden eminim.
Turgut şelalesinden dönüşte sonraki durak Bayır Köyü oldu. Bayır köyünde ne yapılır derseniz öncelikle köyün girişinde bulunan dev çınar ağacının gölgesinde köpüklü bir ayran içilir. Çınar ağacının 2 bin yıllık olduğu yazıyor altında. Koruma altına alınmış. Burada Syrna antik kendi de bulunmaktaymış. Kente ait Akropolis Bayır Köyü’nün 2 kilometre kadar kuzeyinde ve yarım saatlik yürüme mesafesinde. Ben gidip görmedim ama doğa yürüyüşü için ideal olduğuna dair bilgiler edindim.Böyle de güzel oluyor hazır bilgi :)
Bayır köyü Çınar altında küçük bir mola sonrası Eski yağhane istikametinde yola devam ettim. Yol üzerinde solda bir ev vardı ve evin önünde frenk yemişi diye bilinen kaktüs meyvesi satılıyordu. Çok severim bu meyveyi ama toplaması bir o kadar zahmetli ve tehlikelidir. Bi meyve yiyecem diye bi hafta diken ayıklamanın anlamı yok elbette. Hazır toplanmışını görünce durdum kapı önünde hemen iki çocuk geldi yanıma. Abi ne istiyon diye :)Toplamaya kalkmayın derim :)
Neden frenk yemişi? Tıklayalım öğrenelim
Sonra anneleri de geldi. Hadi kabuklarını soyun da yiyelim şunlardan deyince, dur dolaptakiler var onlar daha soğuktur deyip hemen içeri gitti ve bir kap dolusu frenk yemişiyle geri döndü. Başladılar bana yemiş soymaya. Bingöl’den gelip buraya yerleşmişler. Bingöl nireee Bayır Köyü nire diye düşünüyorum içimden ve dayanamadım sordum. Niye geldin buraya diye. Onu bana ne soruyon git kadere sor diyor :) Yemekte de kuru fasulye yapmış akşama, şimdi de yufka açıyorum gel valla beklerim diyor. Allahım yaa ne kadar cana yakın insanlar. Bu da böyle bir andı işte :)Üç gün diken ayıklarsınız. Benden Söylemesi
Eski Yağhane
Benim daha çok dikkatimi Bayır Köyü yolu üzerinde bulanan Eski Yağhane çekti. Yol üzerinde tabelası mevcut. Neredeyse turistik bir mekan haline gelmiş ama hala orijinal halini koruduğunu söyleyebilirim. Eskiden yapılmış olan bir zeytinyağı fabrikası sonradan aynı özellikleri korunarak yeniden hayata geçirilmiş. Yaptığım kısa araştırma neticesinde; “1910 doğumlu rahmetli Mehmet ALPER Bayır köyünde bir yağhane kurar ve kurduğu yağhane o günkü şartlarıyla bugün üretimine devam etmektedir” şeklinde bir bilgi edinmiş bulunmaktayım.Bu tabelayı görünce girin mutlaka
Eski Yağhane içinde Mehmet Alper’e ait bir biyografi var ve özetle şöyle bilgiler mevcut.Süs içindir :) İnsanlar gerçek değil haaa
Marmaris Gezi Rehberi için Alıntıdır
Kurtuluş Savaşı kazanılmış ancak köylerde fakirlik diz boyudur. 1935’li yıllarda Hükumet bir hamle başlatır. Köylerden seçilmiş gençleri Ankara’ya çağırır, birkaç ay kurs verdikten sonra onları köylerine eğitmen olarak atar. Köyünde ve her gün yayan olarak gittiği Turgut’da eğitmenlik yapar. Mehmet Alper köylülerini fakirlikten kurtarmak için aynı zamanda ticarete başlar.
“Ya da”yı ayrı yazaydın eyiydi :)
İzmir’de Nevzat Selçuk ile tanışır. Balya balya toplattığı defne, kekik ve ada çaylarını İzmir’e gönderir. Nevzat Selçuk bunları Avrupa ülkelerine ihraç eder. Köylüye bir gelir kaynağı oluşturur. Mehmet Alper bir yağhane kurar. Çevrede zeytin boldur, bunları değirmen de sıkıp zeytinyağı üretir. Bununla da yetinmez defne, kekik ve ada çayını güğüm gibi kapalı kapta kaynatıp buharını soğuk havuzdan geçirerek bitkinin esansını yani yağını elde eder.Siz küspe nedir bilir misiniz?
Girişimcilik Örneği
Yani o dönemin şartları düşünüldüğünde hayran olmamak elde değil. Yağhanede tanıdığım güzel insan İsmail amca ve kızı işte o meşhur eğitmen Mehmet Alper’in oğlu ve torunuymuş. Öylesine sıcak kanlı insanlar ki hemen kanım ısındı. Belki benim de bir Yörük olmamdan kaynaklı olabilir. Bayır köyü de Marmaris’in büyük kesiminin olduğu gibi Yörüklerden oluşmaktadır.İşini aşkla yapan adam
Kokular muhteşem
Ben İsmail amcayla sohbete başladım bir yandan soruyorum, bir yandan tadıyorum ama İsmail amca o kadar şevkli ve heyecanlı ki durmadan otların faydalarını anlatıyor, bi yandan yapılışlarını anlatıyor bi yandan da elime ürettiği esanslardan sürüyor. “Bak şimdi sana çok güzel bi koku sürcem bakalım sevcen mi” deyip elime sürdü ve hemen ardında “bildin mi sen bunu” diye sordu :) Ben de evet bildim şalba değil mi bu deyince İsmail amcanın yüzündeki ifadeyi görmenizi isterdim.Neyyyy Sen de mi yörüksün?
Şalba nedir tıklayıp öğrenelim
İkisi birden aynı anda sen nerelisin diye sordular :) Memleketimin Burdur olduğunu ve benim de bir yörük olduğumu, bu şalbayı her sene köyümden toplayıp kış boyu tükettiğimi söyleyince olayı açıklığa kavuşturmuş oldum. Sohbet esnasında devreye kızı girdi ve babasının meşhur biri olduğunu, televizyonların falan gelip çekim yaptığını söyledi. Ben de döndükten sonra biraz araştırma yaptım ve daha önce de bir programında izleyerek gittiğim Uçansu Şelalesini anlatan Güven İslamoğlu‘nun geldiğini öğrendim.Bunlar gerçek ve faal
Güven İslamoğlu’nun yaptığı Marmaris’in göz bebeği Bayır Köyü adlı belgeseli mutlaka izlemenizi öneririm. Özellikle gitmeyi düşünenlerin bu belgeseli izledikten sonra eski yağhaneye bir başka gözle bakacaklarından ve daha verimli bir ziyaret olacağından hiç şüphem yok.
İzleyin bence mutlaka
Turunç Köyü
Turunç köyü Selimiye ve Marmaris’e hemen hemen aynı mesafede. 25-30 kilometrelik temiz bir yolla köye ulaşabiliyorsunuz. Köyde bulunan turunç bahçelerinden almış ismini. Güzel bir halk plajı var. Eskiden sakin bir balıkçı köyü olan Turunç şimdilerde gezi teknelerinin ve yatların uğrak noktası olan popüler bir turizm beldesi olmuş. Ne yazık ki bu beldeye ait bir fotoğraf çekme isteği uyanmadı bende. Tepeden baktığımda kocaman bir otelin bütün sahili kaplayarak verdiği çirkin görüntü bütün hevesimi kaçırdı açıkçası.Onun yerine siz bu manzaraya bakın
Kafa dinleyip deniz kum güneş keyfi yapmak isteyenler için ideal bir belde. Ben rotam kapsamında sadece içinden geçerek asıl hedefim olan Amos Koyuna gittim. Turunç, Amos, Kumlubük üçlüsü aynı rota üzerinde. Gitmişken her üçünü de görmenizi tavsiye ederim. Ayrıca Amos antik kenti de bu yakınlarda. Benim tercihim Amos antik kentine çıkarak tepeden bu koyları fotoğraflayabilmekti.
Amos Koyu
Amos Koyu fotoğrafları burada
Amos koyuna gidebilmek için bildiğin özel bir sitenin içinden geçiyorsunuz ve o sitenin yollarını kullanıyorsunuz. Nasıl bir anlaşma söz konusudur bilemiyorum ama Amos Koyu plajına, Profesörler Sitesi olarak geçen bu siteye ait yolları kullanmadan gitmek imkansız. Tabi kara yolundan bahsediyorum. Zamanında profesörler bir araya gelmişler ve burada bir yer almışlar sonrasında da bir site oluşturmuşlar diye tahmin ediyorum. Öyle tahmin ediyorum çünkü evlerin kapılarında hep prof. bilmem kim, prof. falanca gibi isimler mevcut. Yeri o kadar muhteşem ki kıskanmamak elde değil.Güzel vakit geçirebilmek için huzurlu bir plajdı
Zihniyet
Devlet, hemen bir kilometre ötesinde antik bir kente sahip olan, muhteşem bir koyda, sahilin hemen dibinde, böylesine bir cennet köşeyi nasıl yapılaşmaya açmak için izin vermiş akıl erdirmek mümkün değil. İnsanımız buna bir tepki göstermiyor ama ben gidip böyle bir yer hakkında gezi yazısı yazdığım için tepki gösteriyor. Gerçekten anlaşılması zor bir zihniyet.Yani hem siteyi hem de manzarasını aynı anda fotoğraflamak biraz zor :)
Vay efendim neymiş. Sen böyle yerleri duyuruyorsun insanlar buraya geliyor ve kirletiyorlar, sonra çöpe dönüyor. Yaa arkadaş bu nasıl bir mantıktır. Buraları gizli tutarak korumayı başaramayız. Bunun yerine insanımıza insan gibi yaşamayı öğretmeliyiz. Ben gizlesem neye yarar ki. Profesörler gelmiş canım ormanın içine kocaman siteyi kondurmuşlar bile.Vakit var diye tepelere tırmanıp öyle fotoğraf çektiğim doğrudur efenim
Millet Mars’a gidiyor
O zihniyetteki insanlara şunu sormak isterim. Arkadaş millet niye Mars’ı keşfetmeye çalışıyor. Aslında cevap hazır :) Ne alakası var kardeşim. Biz de biliyoruz Mars’ı keşfetmeyi. Sırf insanlar gidip orayı kirletmesinler diye keşfetmiyoruz :) Yav he he diyorum.Bekleyince istediğin yere geliyor o tekne :)
Vatanı sevmek sadece bayrağı sevmekle, particilikle, havaya kurşun sıkmakla, şehitler ölmezle olacak iş değildir. Vatanı sevmek aynı zamanda onu temiz tutmak ve korumakla olacak bir iştir. Sen vatan bölünmez de, millet de, bayrak de arkasından git imar izni ver. Hani vatan sevgisi, nerede ormanlarımızı koruyalım.Temiz kullanalım ki tekrar geldiğimizde yüzümüz olsun
İşte tam da vatanın bölündüğü nokta burasıdır. Neyse görünce dayanamadım yazdım yine. Kapatıyorum bu bahsi kuzum :) Konu başka mecralara girmeden ben tatilime devam ediyorum. Amos koyu denize girmek için ideal bir plaja sahip. Kenarda güzel kayalıklar mevcut ve uzun pozlamada harika fotoğraflar veriyor.Evet gezi yazısı gibi olmadı bu ama idare edin artık
Amos Koyu İmkanları
Amos koyunda bir işletme mevcut. Şezlong ve şemsiye ücretli. Kişi başı 20 liraydı. Kullanıp kullanmamak size kalmış. Kendi şemsiyenizi de kullanabiliyorsunuz. Günümü Amos koyunda denize ayırdıktan sonra akşam üzeri gün batımını yakalamak için buraya çok yakın Amos Antik Kentini tercih ediyorum. Mutlaka siz de öyle yapın
Amos Antik Kenti
Amos Antik Kenti Fotoğrafları burada
Amos Antik Kenti gerçekten de muhteşem bir manzaraya sahip. Zirveye çıktığınızda hem Kumlubük Koyunu hem de Amos Koyunu tepeden fotoğraflayabilme şansını yakalamış oluyorsunuz. Antik kent deyince akla öyle büyük kentler gelmesin zira ben çok fazla bir kalıntı buluntu göremedim. Bir tiyatro kalıntısı ve bir kaç dikili taştan ibaret.Amos Antik Kenti Kumlubük görüntüsüAmos’tan bir bakış
Gerçi benim ilgimi çeken kısmı tamamen manzarası oldu. Daha önce de bi yazımda bahsetmiştim. Antik dedeler gerçekten işlerini biliyorlarmış. Harika bir gün batımı manzarasına sahip bu antik kent de diğer ziyaret ettiğim antik kentler gibi büyüleyici bir manzaraya sahip :)Gün batmaya yakın bir güzellik çöküyor maviye
Nerede
Amos Antik Kenti nerede sorusuna, Amos Koyuna uğrayıp gelenler hemen doğru cevabı verecektir. Kumlubük ile Amos Koyu arasında kalan Amos Antik kenti arabayla 3-5 dakikalık bir mesafede. Marmaris Amos Antik kenti arasında ise bir buçuk saatlik temiz bir yol söz konusu. Rus turistlerin bilmediği yer yok valla
Genel Kültür Zamanı
Kültür Bakanlığının Amos Antik Kenti girişine koyduğu, tanıtım tabelasında bulunan bilgileri buraya aktarayım zira bu bilgileri derli toplu herhangi bir yerde bulamadım.Gayet okunaklı. Şimdi bana yazdırmakla uğraşmayın lütfen :)
Erken davranın
Buraya güneş batmasına en geç bir saat kala çıkmak gerekiyor. Battıktan sonra ışık yeterli olmayabilir. Gelecekler fotoğraf için bu konuya dikkat etmeli. Güneş denizden batmıyor maalesef. Dağların arkasından battığı için normal batış saatinden en az bir saat öncesinde batıyor.Şu sağdaki kayaya yerleşip bir gün batımı fotoğrafı çekebilirsiniz. Ben dakikalarla kaçırdım :(
Buluntular
Antik kentte yoğun bir kazı çalışması yapılmamış. Bulunduktan sonra koruma alanı ilan edilmiş ve sonrasında bir çalışma olmamış. Sanırım asıl kent hala yerin altında. Amos Antik Kenti giriş ücreti yok. Hemen girişinde tek arabalık bir park yeri mevcut :) Sonrasında 10-15 dakikalık çok güzel bir yürüyüş sizi bekliyor.Zaten başka da ortaya çıkarılmış bir kalıntı mevcut değil
Tek arabalık park yeri derken şaka yapmıyordum bu arada :)
Rüya yürüyüşü
Bir tarafınızda Amos Koyu bir tarafınızda Kumlubük Koyu manzaraları, kulağınızda cırcır böcekleri sesi ve burnunuzda zeytin ve badem ağaçları kokusuyla tam 10 dakikalık rüya bir yürüyüş diyebilirim. Yok yok o kadar da gözünüz korkmasın. Merdivenleri çıkması gayet kolay
Merdivenleri çıktığınızda Amos Antik Kenti kazı çalışmalarından çıkan bir antik tiyatro ve muhteşem görüş açısına sahip bir seyir tepesinin keyfini çıkarabiliyorsunuz.
Kumlubük Koyu
Marmaris Kumlubük Koyu için yazacak çok fazla bi malzemem yok ama Amos Antik Kentinden çektiğim fotoğraflara ve dokusuna bayıldım. Saatin de etkisiyle fotoğrafları güzel çıktı. Koy çok güzel. Amos ziyaretimden sonra direk dönüş yapmadım. Kumlubük köyüne de girip öyle döndüm. Siz burada böyle bir koyun varlığından haberdar olun yeter.Amos Antik Kentinden Kumblubük Koyu manzarası
Kumlubük plajından geçtim. Sahili güzel, denizi güzel, bir kaç restoran mevcut. Diğer Marmaris koylarına nazaran bana daha sakin ve sessiz geldi. Hele tatil mevsimi dışında çok daha dingin bir yer olur diye tahmin ediyorum.Mini mini minimalist çalışmalar :)
Hafta sonu için ideal
İnsan buraya ne için gelmeli biliyor musunuz? Çok fazla değil. Üç günlüğüne kafa dinlemeye gelmeli. Dış dünyayla bağlantıyı koparmaya gelmeli. Eline kitabını almalı, geçmeli deniz kenarına, sakin sessiz bir üç gün geçirerek kafa dinlemeli. Ben buna hızlı şarj diyorum. Çok gitmiyor ama çabuk doluyorEvet imrendim. Net
Aslında planımda Kadırga limanı vardı. Siz deyin yorgunluktan, ben diyeyim unutkanlıktan artık her ne ise, bir şekilde Kadırga limanını gözden kaçırdım maalesef. Siz mutlaka Kadırga Limanına kadar gidin ve buraya tecrübelerinizi yazmayı unutmayın. İncelediğim fotoğraflarından çok bakir bir koy olduğu belli.Oldukça uzun bir plajı var
Haritada yol görünmüyor. Gidilir mi hiç bir fikrim yok ama döndükten sonra internette bulduğum tek tük fotoğrafını görünce pişman olduğumu belirtmek isterim
Bozburun Köyü
Bozburun fotoğrafları burada
Marmaris Bozburun Köyü, Selimiye’ye 15 dakika, Marmaris’e bir saatlik mesafede bulunmaktadır. Marmaris’in diğer köylerinde olduğu gibi Bozburun Köyü de oldukça popüler bir turizm noktası haline gelmiş. İçini dolaşınca diğer köylere nazaran daha gelişmiş olduğunu fark ettim. Etrafta tersane denemeyecek büyüklükte tekne onarım bakım alanları, büyükçe bir yat limanı mevcut.
Bu bölge için tavsiyemdir
Bu bölgedeki yerleşim yerleri içerisinde bence konaklamak için en ideal köy. Hem konaklama hem yemek konusunda Selimiye kadar pahalı değil, daha fazla seçenek mevcut, Tekne turu için daha fazla imkan sunuyor. Akşamları çıkıp dolaşmak için çok güzel bir sahili ve sahil kenarı mevcut. Doğasıyla dokusuyla sevdiğim bir bölge olarak kayıtlarıma geçmiş bulunuyor.
Selimiye’de konakladığım sürede bir akşam yemeği için de Bozburun’u tercih ettim. Girişte arabayı park ediyorsunuz ve sahil boyunca yürüyerek kendinize en uygun gördüğünüz restoranı arıyorsunuz. Toplamda bir kilometrelik keyifli bir sahil yürüyüşü oluyor. Ben en sonda bulunan Kandil restoranı gözüme kestirdim ve orada yedim. Ortalama fiyatları, yüksek kalitesi ve doyurucu bir menüsü vardı.
Akılda kalan kısmı ise :) Yemeği yedim hesabı istedim. Adisyon geldi açtım baktım. Satır satır yediğim içtiğim yazıyor ve karşısında da fiyatları var ama en altta toplam yok. Neredeyse 10 satırlık bir toplama işlemi yapmam gerekiyor :) o sırada garson geldi ve yaa bunun toplamasını neden bana bıraktınız dediğimde :) abi arkasını çevir orda toplamı dedi.
Söğüt Köyü
Söğüt Köyü için öncelikle hemen şunu belirteyim ki navigasyona inanarak Thyssanos antik kentini ziyaret etmeye kalkmayın. Ben gittim. Evet aradığınız yere geldiniz dedi ve ben etrafıma baktığımda ne bir antik kent, ne bir kalıntı ne de herhangi bir buluntu göremedim. Orada gördüğüm birine sorduğumda ise şurda bi kale var onu mu diyon dedi ama orası da değildi maalesef.Şu ilerideki köy var ya işte o Söğüt Köyü olması lazım :)
Haritadan inceleyince Thyssanos Antik Kenti diye bir yer var ve Söğüt köyünde bulunuyor ama ben görebilme şerefine ulaşamadım. Bulan gören olur da buraya yazarsa çok mutlu olurum elbette.
Söğüt köyünün en dikkat çeken özelliği muhteşem bir gün batımına sahip olmasıydı. Daha önceden ufak tefek bilgilere sahiptim burada gün batımı çekmelisin şeklinde ama bu kadar güzel olabileceğini tahmin etmemiştim. Karşısında Yunanistan Simi adası belli belirsiz görünüyor. Adaların yerleşimi gün batımında güzel bir manzara veriyor.Gün batımları her daim güzeldir
Ayrıca keçiboynuzu ağaçları mevcut. Çok severim. Yol üzerinde satan teyzeden bir torba keçiboynuzu aldım ve gün boyunca yedim. Çok tazeydi. Bazıları olur ya kuru, taş gibi. Bu öyle değildi. Yumuşacık ve bol etli :)) Bi de bana diyolar ki yazılarında yeme içmeden bahsetmiyorsun. Nasıl bahsetmiyorum işte bak :) Valla o kadar makbul bir yiyecek ki tam fotoğrafçı yiyeceği. Az yer kaplıyor, bozulmuyor, taşıması kolay ve gün boyu tok tutup bol enerji veriyor.
Saranda Koyu
Saranda Koyu diye İnternet ortamında arama yaptığımda çok da bir bilgiye ulaşamadım aslında. Özellikle Google haritalarda yok. Gerçi bir bilgi olmasını da beklemek biraz anlamsız. Sonuçta doğal bir koy ve harika bir manzaraya sahip. Ne gibi bir bilgi bekler ki insan daha başka. Böyle de bir panoramik koy fotoğrafım var elimde :)Panoramik Saranda Koyu Fotoğrafı
Söğüt köyünden batıya doğru uzanan ve muhteşem bir gün batımı manzarasına sahip olan koy Saranda koyu olarak geçiyormuş. Bir şekilde Saranda ismi buraya yerleşmiş ki pansiyon ve restoranlara ismini verebilmiş. Haritalarda incelediğinizde böyle bir koy adı bulunmuyor. Muhtemelen benim fotoğraflarımdan sonra isim babalığını yaptığım bir başka yer olarak kayıtlara geçecektir.2 saat harcadım neredeyse bu noktada
Saranda koyu manzaralı restoran, butik otel ve bol miktarda pansiyon mevcut Söğüt köyünde. Ben ayrıntılı bilgi sahibi olacak kadar gezemedim. Daha çok gün batımı çekmek için uygun yer arayıp neredeyse 2 saatimi aynı pozisyonda güneşin batmasını bekleyerek geçirdim. Gün batımı ve çektiğim diğer Saranda fotoğraflarına buradan ulaşabilirsiniz. Aynı açıdan bir de gün batımı
Böylesine güzel bir koy anlatılmaz yaşanır deyip yazıyı burada sonlandırıyorum. Gerçekten bu koy yaşanmalı bence. Her yazımda bir akılda kalan koy oluyor. En son akılda kalanlarda Kille Koyu varken artık yerini tartışmasız Saranda aldı. Tekrar gitmek kısmet olur mu bilmiyorum ama eğer gidersem bu sefer gün batımı videosu da hazırlamak istiyorum. O heyecanla bunu yapmak aklıma gelmedi malesef :)
Taşlıca Köyü
Taşlıca köyü diye isim verirlerken boşuna vermemişler. Gerçekten de bol bol taş olan bi köy Marmaris Taşlıca köyü. Köydeki tüm evler taştan yapılmış. Zemin o kadar taşlık ki bir ev yapmak için kazılan subasmandan çıkan taşlar bütün evin inşaatına yetiyormuş. Çok güzel bir köy. Tamamını dolaşma fırsatı buldum. Bu araba da ne kahrımı çekti arkadaş :)
Döndükten sonra biraz araştırma yaptım da, ev fiyatları, arsa fiyatları falan oldukça uygun geldi gözüme. Hayatımın geri kalanını geçirmek için çok uygun bir köy. Yani ne ararsan var. Denize yakın, sakin, ucuz, daha ne ister ki insan :)
Sonrasında öğrendiğim bilgiye göre bu köyde yakın zamana kadar su sıkıntısı mevcutmuş ve kuyulardan sular eşek sırtında getiriliyormuş. Su geldikten sonra da eşekler boşa çıkmış zira hiçbir yerde görmediğim eşek popülasyonunu burada görme şansım oldu :) Onlar da yılkı atları kaderine maruz kalmışlar sanırım. Köyün içerisinde arabayla bir tur attım ve yol beni bir gölete çıkardı.Yolda başı boş dolaşan eşekler ve sıpaları dikkat çekiciydi.
Muhtemelen sudan yana sıkıntı duyan halkın hayvanlarını sulamak için suni olarak oluşturduğu bir sulama göleti olsa gerek. Büyükbaş hayvanların su kenarlarında verdiği görüntü kayda değerdi :) Bir kaç fotoğrafını çekmeden geçemedim. Etrafta hiç insan olmamasından dolayı da göletin hikayesini öğrenemedim maalesef. İnek ve buzağıların göl kenarı keyifleri beyde yoktu vallahi :)
Serçe Limanı ve Serçe Koyu
Serçe Limanı Fotoğrafları burada
Marmaris Serçe koyu ya da Serçe limanı şeklinde internette başlıkları mevcut. Taşlıca köyünün içinden geçen yolu takip edince Serçe koyuna kadar gidebiliyorsunuz. Yolun sonu zaten limana çıkıyor. Marmaris Gezi Rehberi yazımın bu bölümünde de Serçe limanına ayırdım. Serçe limanı yolu gayet düzgün bir yol. Haritalardan incelediğinizde göz korkutucu gelebilir belki ama yola koyulunca görüyorsunuz ki bir sıkıntı yok.Serçe Limanına geldiğinize değecek bir manzara sizi bekliyor
Bir restoran ve bir kaç balıkçı teknesi mevcut. Çok da müdavimi olmadığı belli olan bir koy fakat çok güzel. Bir gün denize girmek için tercih edilmeli. Bahsettiğim restoran Serçe limanı içinde. Bir de plajda kafe tarzı bir işletme var. Oranın masa sandalyelerini kullanarak da deniz keyfi yapabilirsiniz. Tercih sizin. Serçe Limanı liman kısmı
Serçe limanından kamp yapılabilir mi bilmiyorum. Çadır kurmak için gayet güzel bir plaj fakat gecesi nasıl olur düşünmek gerekir. Hiç kimse kalmayacak belki elektrik de olmayacak. En yakın yerleşim yerine arabayla yarım saatlik bir mesafede. Doğaya saygılı olduğunuz sürece Serçe limanı kamp için uygun.Neredeyse kimse yok plajda
Plaja ulaşım
Limana ulaştıktan sonra arabayı bırakıyorsunuz ve yaklaşık 250-300 metre civarında elinizde malzemelerle yürümek zorundasınız. Yiyecek ve içecek bulma konusunda sıkıntı çekmezsiniz ama madem arabayla geliyorsunuz en azından içeceğinizi yanınızda getirin derim. Deniz kenarında kahve yudumlayıp, küçük atıştırmalıklarla keyif yapmak muhteşem bir duygu. Sizce ben o keyfi yapmış mıyımdır? Fotoğraflara bakınca keçi gibi dağ tepe dolaşıyor izlenimi verebilirim elbette ama ben de keyif yapabiliyorum efenim arada :)Serçe limanı plaj tarafı
Serçe plajı, suyun berraklığı, rengi, sakinliği ve verdiği huzur bakımından muhteşemdi. Hani kim gelir taaa buraya bir günlük deniz keyfi yapmak için bilemem ama bana verdiği haz ve çektiğim fotoğraflar için bile geldiğime değdi. Böyle fotoğraf çekmek çok yorucu oluyor. Sıcak oldukça sıkıntı veriyor ama bu yorgunluğun sonunda denize atlayıp serinleme fikri insanı baştan çıkarmaya yetiyor.
Fotoğraf çekmek ayrı bir duygu gerçekten. Hatta tam da burada bir hikaye yapmıştım. Instagramda yaptığım hikayede denize girmek mi yoksa fotoğraf çekmek mi konu başlıklı anketime yanıt veren insanların yüzde 80’i denize girmek cevabını işaretlemişti :) Artık bilmiyorum. Zevkler ve renkler diyerek bu konuyu kapatayım ben :).Bence hala çekmek :)
Gezi yazıları ve fotoğraflar için siteme abone olabilirsiniz. Marmaris Gezi Rehberi ve Marmaris Gezilecek yerler gezi yazısı için görüş ve taleplerinizi aşağıdaki yorum bölümüne yazarak bana ulaşabilirsiniz.
Son gezi yazılarım
Meteora Manastırları’na Unutulmaz Bir Gezi
“Arabayla Meteora Manastırları Gezisi: Ankara’dan Yunanistan’ın Muhteşem Manzaralarına Seyahat Rehberi”
Yunanistan’da Tatil İçin Nereye Gidilir?
Yunanistan’da Tatil İçin Nereye Gidilir? Yunanistan tatiliniz için en iyi rota hangisidir? Santorini Adası Midilli Adası Atina
Kıbrıs Köyü Kanyonu
Ankara Mamak ilçesinde bulunan Kıbrısköy Kanyonu. Ankara’ya 25 km mesafede gizli bir cennet
Bir solukta okunacak harika bir yazı tabi bir saat ayırmak lazım okumak için. Halk plajında ki halk kütüphanesi olayı en çok dikkatimi çeken bölüm oldu böyle güzel insanların varlığı gerçekten mutluluk verici Marmaris’i gezip görmek isteyenler için çok detaylı güzel bir anlatım efnm yediğin içtigin senin olsun gezdiğin gördüğün de bizim sayende tüm Marmarisi gördük
Çoook teşekkür ederim efenim ilk yorumu yazarak pek bi mutlu ettiniz beni :) Yalnız nasıl bir soluk tam olarak anlayamadım valla :) Benim bile oturup bi kerede okumuşluğum yok. Güzel günler dilerim
Sayın Çekergezer yazılarınızı çok özledik:) Arayı uzatmadan GAP gezi rehberini de bekliyoruz merakla.
Marmaris’e uzun yollar önce kış ayında gitmiştim. Hava soğuk ve kapalıydı ama epey dolaşmıştım. Beldibi, Armutalan ve adını unuttuğum yeşil mavi güzel yerler. Selimiye ve Turunç hep duyduğum ve gitmek istediğim yerler, artık rehber de var. Sakin yer tüyoları benim için çok değerli. Ne lüks otel ne açık büfe ne de her şey dahille işim olmaz. Koyu sahiplenen amca çok güzel bir örnek, hala böyle insanlar var mı demek ümit tazeliyor.
Yazı uzun ama hoşsohbet tadında olduğu için keyifle okunuyor. Zihin jimnastiği yaptım, okudum röportajı dinledim fotoğraflara baktım. Bir blog yazarı daha be yapsın?:)
Kalemine kadrajına sağlık..
Sevgili Begonvil Sokağı :) Çoook teşekkür ediyorum vakit ayırıp okuduğun için. Evet çok haklısın fazlaca ara verdim ama sen de çok iyi biliyorsun ki bu yazılar hiç kolay olmuyor :) GAP turu ile ilgili bir yazı yazmayı planlamıyorum şimdilik ama belki gaza gelip ilerleyen zamanlarda bir hazırlık yaparım. Özellikle fotoğraf tutkunları için çok güzel tavsiyeler var. Ben yeme içme olayına pek sıcak bakmadığımdan daha ziyade olayın bu yönüne ilgi duyuyorum ve o yönde yazıyorum yazılarımı. Nerede fotoğraf çekilir, kaçta çekilir gibi ama yine de bahsetmekte fayda var elbette.
Güzel günler dilerim Gözlerine sağlık
Hakan bey iyi akşamlar,
Öncelikle tebrik ederim böylesine güzel, böylesine kapsamlı ve ruhu olan bir gezi rehberi hazırladığınız için. Evet, evet, bu rehberin bir ruhu var biliyoromusunuz? Diğer gezi yazıları, rehberleri gibi değil, sıcak ve insani, duguya hitap ediyorsunuz, anlatımızla. Gönülden teşekkürler. Matbu, klişe bir rehber olmamış yaniii.
Ancak ben bir solukta tümünü detaylı okuyamadım,şöyle bir üzerinden geçebildim tümümünün. Sadece 1. günü: Selimiye, Sığ Liman, Cennet Koyunu detaylı okuyabildim. Zira ayrıntılı okuyacak zamanım yoktu şu an için. Yani tamamen benden kaynaklanan sebeblerden dolayı. Okudukça diğer bölümler içinde paylaşımda bulunacağı, hiç şüpheniz olmasın.
Selimiye bölümünde, Salih abiye gönülden bir teşekkürler ve şükran sunuyorum ben de ayrıca ve özellikle. Böyle güzel insanların varlığını öğrendikçe ülkem adına hala umut dolu olabiliyorum, ne güzel!
Halk Plajı Kütüphanesine hayran kaldım bir öğretmen olarak! Muhteşem tek kelimeyle!. Kitap desteği yapalım Salih abiye, adresini bize ulaştırabilirseniz şayet.
Keçiler belki suyu sevmiyordur Hakan bey, havadar, yüksek mejkanları tercih ediyordur! Bilebilirmiyiz ki? Hani diyorsunuz ya ”Denize girmeyi düşünemiyorlar” diye…..
Canı gönülden sizi kutluyorum, bu çalışmanız için, tebrikler. Ayaklarınıza sağlık, taaa oralara kadar gidip, görüp, yazdınız, Emeklerinize sağlık, çabanıza sağlık. Gözünüze, gönlünüze sağlık olsun, olsun ki; nice nice yerleri gezip görüp , bizlerle paylaşabilesiniz. En önemlisi o insaniyeti gören, gönül gözünüze sağlık.
Kolaylıklar diliyorum, kolaylıklar da güzelliklerle gelsin.
Böylesine güzel düşüncelere sahip olduğunuz ve bunları benimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Bir solukta okuyabilmek gerçekten de zor elbette. Böylesine uzun olmasına rağmen Marmaris’in yalnızca onda birini kapsıyor belki de. Güzel ülkemizde o kadar çok yazıp anlatılacak şey var ki bitmiyor maalesef. Daha sonraları yeni rotalar ekledikçe güncellerim diye düşünüyorum.
Salih abinin posta adresini bilmiyorum ama ulaşmak oldukça kolay aslıda :) Adam 7/24 o plajda. Ben de çok takdir ettim kendisini bu konuda. Posta adresini edindiğim zaman size güncelleme yaparım efenim. Tekrar teşekkür eder keyifli günler dilerim.
Instagram hesabından duyulan ayak sesleri gümbür gümbür karşımızda şu an. Çok zahmetli iş gerçekten, tebrik ederim. Seyahatname oluyor bu blog adım adım.
Bu yaz tatilde 5 gün Marmariste olduğum için tatili de yadetmiş oldum. Önce ben gitmeden yayınlanmış olsa da okuyup gitmiş olsaydım keşke diye bi düşündüm sonra hemen vazgeçtim. hem bunların hepsini görme fırsatım olmayacaktı -aynı süre ile oralarda kalmış olsam bile- hem de böyle fotoğraflar çekebilsem keşke diye dolaşıp hüsrana uğrayacaktım. Bir de kolayına kaçardım kesin işin, burada tespit edilmişi var nasılsa manzaranın oradan çekeyim derdim, daha özgün oldu 3-5 karem olsa da :)
Başlangıçtaki videoyu da çok sevdim. Bir “koy”dan bir “köy”e geçişler pek güzel ;)
Selimiye’ye gitmek için geç kalanlardanız sanırım. Çünkü insanlar eskiden daha keyifli ve sakin olduğunu söylüyorlar. Fiyatlar konusu da buna paralel gelişiyor zaten. 5 liranın hesabı konusuna katılıyorum kesinlikle. Bu olay benim aklıma restoranlarda yemek üzerine çay ikramı konusunu getirdi. Yemeğin üzerine sen istemeden getirilen ya da semaver gelen yerin hastasıyız. O çayı adisyona yazan mekana da uğramayız. Ya menüyü hazırlarken yemeklere ekle 1 lira, maliyetse maliyet. Bana çay istetme kardeşim. (Yarama tuz basılmış sanırım, konudan uzaklaştım :) ) “Marmaris gezi rehberi”, “marmaris gezilecek yerler”, “marmaris yemek yerleri” falan yazınca googlea ne çıkıyo bilmem ama “zerdali çekirdeği instagram yorumları” yazınca ilk sayfada senin blog çıkıyo yine onu biliyorum :))
Ses kaydı çok güzel bir renk olmuş yazı içinde. Ayrıca arka fonda su sesleri falan gayet iyi, ortamı da hissetmiş olduk böylece. Ayrıca ropörtaj yapma konusunda oldukça başarılı buldum, ses tonu da iyi, bence bu tip parçalar her gezi yazısında olabilir. Tabi kısa kısa olması tercih sebebi. Salih abi gibi insanlar da çok az malesef. Tatil sezonu kapanınca yöre halkı gidenlerin arkasını temizliyor resmen. Teknoloji ilerledi, biz çok bilgilendik güya falan ama daha cahiliz artık çevre bilinci konusunda. Kendi kapısının önünü hep pırıl pırıl tutan, her yere de kapının önü gibi davranan nesillerin çocukları olarak nasıl geldik biz bu hale aklım almıyor. Anne baba çocuğa çevreyi temiz tut diyor, tatile gidiyorlar önce o anne baba çöpünü yere atıyor, sonra o çocuktan çevre bilincini çok bekleriz. (kamu spotumuz burada sona erdi)
Yazıda en faydalı bulduğum yerlerden biri de rota meselesi. Bu tip tavsiyeler, hap bilgiler çok işe yarıyor tatil planı yaparken.
Gün batımı fotoğrafları harika olmuş, ben güneşin denizden battığı bir kare çekemedim diye üzülmüştüm. Amaaaaa, Çekergezerin gezdiği yerlerde gezip de onun tavsiye olarak sunmadığı bir şey söylüyorum şimdi, (bu bölümde ürün yerleştirme bulunmaktadır) hazır mı herkes? Bakın çok önemli bilgi bu, düşünün çekergezerde bile yok! :) Nasıl sevindiysem artık söylemeye kıyamıyorum :) Bayır Köyünde Necip Dayı’nın yeri diye bir mekan var, koca çınar ağacının olduğu yerde, işletmecisi de Yusuf adında dünya tatlısı bir genç, size kekik çayı da yapar, ben bayıldım. İşte oradan harika bir günbatımı manzarası oluyor. (Sanırım acilen o fotoğrafı paylaşmalıyım ig hesabımda, hikayede paylaşmıştım sadece.) Şiddetle tavsiye ederim. “Yörük müsün sen?” amcanın dükkanı da var hemen onun yanında. Bayır köyüne tesadüfen gittim ben de çiftlik koyundan dönerken, harika tesadüfmüş onu bir kez daha anladım :) (ürün yerleştirme burada sona erdi.)
Görmediğim bir sürü yer var, tekrar gitmemliyim Marmarise diye düşündüm okuyunca, görünce. Tatili de aradan çıkarıp böyle bir çalışma elde etmek de çok tebrik edilesi valla Hakan. (Alkışlar)
Bu yazıda yeme içme konusu da gündeme geldiği için takipçi geri bildirimlerine gösterilen hassasiyet için ayrıca teşekkür ederim. Yenilerini bekliyoruz. Tirend topiklere düşesin inşallah :)
Zorluğu kısmında alçak gönüllü davranmayı çok isterdim ama gerçekten de kolay bi iş değil sevgili Zerdali :) ama keyifli mi? Kesinlikle. Hele böyle yorumlarla taçlandığında keyfi iki katına çıkıyor.
Aslında herkes keyif aldığı şeyleri yapıyor. Sen sahilde oturup elinde kitapla uyuya kalmayı seviyorsun ben de o uyuya kalan insanları fotoğraflamayı. Aradaki ince çizgi bu sanırım :)
Evet kesinlikle gitmek için geç kalanlardanız o konuda haklısın ama ben yine de gidip gördüğüm ve heybeme biriktirdiğim anılar için mutluyum. Arşivimin bir köşesinde bulunacak. Hatta demişsin ya seyahatname diye. Tam da o aslında aklımdan geçen :) İlerde yaşlanıp internete giremez duruma geldiğimde, ucuz fotokopicide kitaplaştırdığım yazılarımı elime alıp bir sahil kenarında dinlenirken kitap elimde uyuyup kaldığım zamanlara saklıyorum :) Ama şimdilik daha çok çekmeyi tercih ediyorum :)
Evet yazar burada iki nokta arasındaki ince çizgiyi okuyucuya aktarmak istemiş deyip entel yorumlara girmiyorum :)) zira o iki nokta koy ile köy arasındaki fark ile zaten kendisini fazlasıyla ele veriyor.
Ses kaydı olayına sanırım ilk kez giriyorum fakat çok da başarılı bulmadım kendimi bu konuda. Özellikle ses tonu hususunda :) Çünkü dinlerken bu ben miyim deyip kendimi tanıyamadım. O kadar yani ama ortamı hissetme konusundaki yorumun da oldukça değerli elbette. Bundan sonraki yazılarda daha fazla yer vericem umarım. (ps: Nedendir bilemem ama Salih abi gibi insanlar her yerde benim karşıma çıkıyor yaa)
Evet o kamu spotlarını ben de istemeden de olsa yapıyorum ama bazen insan kendini tutamıyor. Bir bakmışım yarım sayfa yazmışım kendi kendime. Sonra diyorum bunları kim okur (Bu iğrenç espiriyi yapcam evet :)) Mehmet Okur) ama yine de yazmaktan alıkoyamıyorum kendimi.
Ama var yaa inan ki daha önceden tembihlenmeme rağmen Bayır köyü ile ilgili bu aktardığın bilgilere ulaşamadım. Sanırım basiretim bağlandı ve gözümden kaçtı. Bence acilen o kısmı da sen yazıp bana göndermelisin. Bunca zamandır yazılarıma yaptığın katkılarla Çekergezer yorumcusu Zerdali (Bir SEO girdisi) olduğuna göre bu yazıyı yazmakta da zorlanacağını sanmıyorum. Bekliyorum :)) İşte o zaman asıl ürün yerleştirmeyi ben yapcam :) Gönder sen
Rota bilgisi benim de tatile gitmeden önce aradığım ve olmazsa olmazlarımdan bir konu başlığı olduğu için, bu bilgiye ihtiyaç duyacak insanların olduğunu tahmin ederek yazılarımda oluşturmaya çalışıyorum. Umarım faydalı olmuştur.
Çekergezer yeme içme tavsiyeleri de böyle olur efenim :) yapcek bişi yok bu konuda maalesef. Keçiboynuzu iyidir iyi :)
Aslında bu yorumları da toplayıp bi yazı yazmalı mıyım acaba :\ iç ses
Hakan bey iyi akşamlar,
Bu akşam Marmaris Gezi Rehberinizin 2. gününe ait bölümü detaylı okudum.
Safari grupları için yaptığınız değerlendirmelere katılmamak elde değil. Neden acaba bizim insanımız her şeyi çok abartılı yaşamayı seviyor? Eğitim desek? Bu gruplara katılanların çok büyük bir bölümü üniversite eğitimi almış bireylerden oluşuyor çoğu zaman, o zaman eğitim de değil demek ki….
”Mey biter saki kalır,
her renk solar haki kalır.
İlim insanın cehaletini alsa da,
hamurunda varsa eşeklik; baki kalır.”
Bu ifadeyi hatırlamamk mümkün değil bu durumda!….
Çektiğiniz fotoğraflar harika! Zaten sizin işiniz bu, değil mi ama?
Şalba ya da Çalba diye de geçiyormuş. Hiç duymamıştım, sayenizde dağarcığım gelişti. Teşekkür ederim.
İnsanlar nasıl benciller değil mi? Amos Koyunda ki o güzelim site sakinleri…..
İstiyorlar ki; bütün güzellikler sadece ve sadece onlara ait olsun!…
Size katılıyorum, insanımıza insan olmanın erdemlerini, insan gibi yaşamayı, doğayı korumayı öğretmeliyiz. Eeee serde öğretmenlik var ya.
Bu bölüm için ifade etmek istediklerim şimdilik bu kadar, tekrar teşekkürler ve emeklerinize sağlık.
:) İnanın çok güldüm. Bu akşam gezinizin ikinci bölümünü okudum diye başlamanıza. Yani evet kibarlıktan sanırım ama haklısınız. Gerçekten çok uzun bir yazı. Ama Sık eleyip ince düşünmeler sonucunda bu şekilde yapmaya karar verdim. Daha önceki tecrübelerim de bu yönde yazmama vesile oldu. İnsanlar derli toplu arıyor. Oraya buraya gitmek istemiyor. Ama diğer türlü de yaptım :)
Çok güzel bi özetleme yaptınız efenim. Öğrencileriniz çok şanslı insanlarmış onu söylemeden edemeyeceğim. Bu konuda biraz bilinç gerekiyor ama o bilinç ne zaman kazanılır bilmiyorum.
Evet internette çalba diye geçiyor ama bizim ollarda :) hep şalba derler. Her sene toplarım
Çok teşekkür ederim. Güzel günler dilerim
Yazı inanılmaz olmuş. Bu şekilde kaliteli ve uzun yazmak kolay değil. Fotoğraflar için zaten bir şey söylemeyeceğim tek kelime ile mükemmel. Sitenizi yeni keşfettim. Kendi bloguma da beklerim. Yazılarınızı okumayı heyecanla bekliyor olacağım.
Sosyofikir
Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.