Alaçatı Ot Festivali 2017 – 2018 izlenimleri ve fotoğrafları
Alaçatı Ot Festivali İzmir’in Alaçatı ilçesinde her yıl Nisan ayında düzenlenen geniş katılımlı bir festivaldir. Adı üzerinde teması Ege’nin meşhur otlarıdır. Bu festivalde enginar tatlısından kabak çiçeği dolmasına, kuşkonmazdan, rezeneye, bitki çaylarından şifalı otlara kadar yüzlerce ot çeşidini tanıma fırsatı bulacaksınız. Bu otları direk satın alabileceğiniz gibi tüm bu otlardan yapılmış börekler, gözlemeler, yemekler ve hatta tatlıların tadına bakabileceğiniz bir festivaldir Alaçatı Ot Festivali.
Tavsiyem bu festivale gitmeden önce mutlaka bu otların kullanım alanları ve faydaları konusunda bir ön araştırma yapmanızdır. Aklıma gelenleri sizler için aşağıda listeledim. Festival zamanı oldukça kalabalık olduğundan satın alacağınız otun erken saatlerde bitmesi söz konusu olabilmektedir. Her festivalin bir öne çıkan otu o senenin festival otu olarak lanse edilmektedir. Örneğin 2017 ebegümeci iken 2018 ise kuşkonmaz yılı olarak adlandırılmıştır.
Alaçatı Ot Festivali Ne Zaman 2019?
2019’da 10’uncusu düzenlenecek olan festival 04-07 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Havanın güzel olmasını bekliyormuş işletmeciler. Ama siz siz olun yanınızda şemsiye bulundurun :)
Alaçatı Ot Festivali sebebiyle kurulan tezgahlarda belki de hiç duymadığınız onlarca ot çeşidi ve bu otlardan yapılmış yemeklerden oluşan bir şölen sizleri bekliyor olacak. 3-5 lira aralığında çeşit çeşit sarmalar, tatlılar, börekler, içeceklerin tatlarına bakabilir, dilediğinizi satın alıp evinize getirebilirsiniz. Hatta biraz abartıp otlu baklava bile yapmışlardı. Ben tadına baktım . Hiç de fena değildi bence :)
Damla sakızlı muhallebi, dondurma, kahve hemen her yerde satılan ve gitmişken denenmesi gerekenler listesine alabilirsiniz. Maalesef festival esnasında Alaçatı sokaklarını boş görebilme ihtimaliniz olmadığı için intertte gördüğünüz o begonvillerle kaplı pencereli evlerin fotoğraflarını çekebilme şansınız zayıf.
Sadece tezgahların olduğu mekanlar yerine zamanı göz önünde bulundurarak Alaçatı sokaklarını da keşfe çıkabilirsiniz. Merkezden uzaklaştıkça daha da tenhalaşmaya başlayan Alaçatı sizlere keyifli anlar yaşatacaktır.
Festival günlerinde sokaklar gördüğünüz gibi. Bana sorarsanız zamanınız yeterli ise festivalin son günü olan Pazar gününe denk getirip Alaçatı Ot Festivali’ni öyle gezmek. Zaten en fazla yarım günlük bir tur ile bütün pazar ve sokaklar gezilebiliyor. Tavsiyem daha sakin olan Ovacık tarafına da gitmeniz olacaktır.
Doğanın uyanmaya başladığı Nisan ayında zeytin ağaçları arasında yol alacağınız çok güzel manzaralı bir tur olacağından şüphem yok. Bu doğa harikası bölgenin çok da fazla dayanacağını sanmıyorum çünkü yol üzerinde gördüğüm 5 yıldızlı her şey dahil otel konsepti inşaat halindeydi. Umarım bir zamanlar onların olan bu cennet mekanlar hala bu yavruların doğal yaşamları olmaya devam eder.
Bu festivalde açılan pazar tezgahlarında karşınıza çıkabilecek otların listesi.
Açıklamalar yemek.com’dan alıntıdır.
Turp otu: Kolay yetişen, çiğ yenildiğinde tadı aynı turp gibi olan bir bitkidir. Beyaz çiçek açar, haşlandığında salatası yapılır.
Rezene: Maydanozgillerden, akrabaları dereotu ve kimyon gibi kendine has bir kokuya sahip olan bitkiŞevketi bostan: Bostanotu, şevketotu, mübarek dikeni, akkız adıyla da bilinen, papatyagillerden dikenli bir ottur. Kemikli kuzu etiyle de yapılır, kaynatılıp salatası da hazırlanır.
Ebegümeci: Halk arasında develik ya da gömeç olarak da bilinen, leylak ya da pembe renkli çiçekleriyle insanın gözünü, güzel salata ve yemekleriyle karnını doyuran bir bitki.
Cibes otu: Cibez otu olarak da bilinen, salatası ve yemeği yapılan turpgiller familyasından bir ottur. Lahana ve karnabaharın kesilip toplanma işleminden sonra toprakta kalan köklerinden büyüyen bir ot.
Arapsaçı: Yabani rezene ve sıralık olarak da bilinen arapsaçı otu, ısırgangillerden bir bitkidir. Dereotuna çok benzer ama aslında arada büyük bir fark vardır, o da arapsaçının keskin bir anason kokusuna sahip olmasıdır.
Deniz Börülcesi: Adı üstünde deniz kıyısına yakın yerlerde yetişen bir bitkidir. Kendisi şaşırtıcı şekilde ıspanakgillerdendir. Tuzludur, ekşidir ama lezzetlidir. Yemeği de salatası da yapılır.
Hardal otu: Şekil olarak turpotuna benzer. Tatlı hardal ya da ak hardal olarak da bilinir. Turp otuna göre daha ince yapılı ve sarı çiçekli olur. Kendisiyle hem salata hem de yumurtalı kavurması yapılır.
Stifno: Halk arasında istifno, bambul, bambıl, köpek üzümü ya da it üzümü olarak da bilinen kabak, biber ya da börülceyle pişirilince efsane bir lezzete dönüşen bitkidir.
Dağlama: Koyungözü ya da alagömeç olarak da bilinir. Tek yıllık otsu bitkiler kategorisindedir. Börek ve gözlemelerde kullanılıp.
Eşek dikeni: Yol kenarlarında bolca bulunan hatta dikenimsi yapısıyla hiç yenilmeyecek gibi bir his uyandıran bitkidir.
Kaz ayağı: Kazıyak, gazyak, karakazıyak ya da gazayağı olarak da bilinen, maydanoza benzeyen bir bitkidir. Turşusu da salatası da böreği de yemeği de yapılır.
Radika: Hindiba, tatlı radika, karahindiba olarak geçer. Tırtıklı yapraklı, koparıldığında sütü çıkan bir bitkidir. Balık yerken en çok tercih edilen salatalarda hep radika vardır.
Gelincik: Narin mi narin bir bitkidir. Alt yapraklarından enfes yemekler ve salatalar yapılırken renkli yani kırmızı yapraklarından reçeli yapılır.
Köremen: Yabani pırasa, yabani sarımsak, sirım ya da körmen olarak da bilinen, yemeği oldukça lezzetli olan bir ottur. Bodrum usulü yapılıyorsa mutlaka nohutla pişirilir. Kömürem diyenler de vardır.
Su teresi: Sulak yerde yetişir, roka sevenlerin hoşlanabileceği bir güzelliktedir. Terenin akrabası olur. Salataya katıldığında ne kadar güzel olduğunu anlarsınız.
Sinir otu: Çayı ve lapası yapılarak kullanılan bitkidir. Sinirli ot da denir.
Eşek helvası: Helvacık otu, sütlüce, çoban düdüğü ve sütlü diken olarak da bilinen, dikenli bir bitkidir. Salatası yapılır, haşlanıp afiyetle mideye gönderilir. Eşeklerin bayılarak yediği otlardan bir tanesi olduğu için bu ismi alır.
Hodan: Kaldırık, galdırık ya da zılbıt gibi isimlerle anılan, mavimsi mor renkli bir kök bitkidir. Yumurtayla yapıldığında bir harika olur.
İğnelik: Leylek gagası, mis otu ya da tarak otu olarak da bilinen, pembe çiçekleriyle göz alan bir ottur. Tabii ki salatası, böreği, gözlemesi ve haşlaması yapılır. Bir Ege klasiğidir.
Kaya koruğu: Temmuzda başlayıp ekim ayına kadar açmaya devam eden bir sulak bitkidir. Özellikle denize yakın bölgelerde hemen çıkıverir. Haşlanıp salatası da yapılır yemeği de.
Kuş otu: Serçe dili ya da serçe otu olarak da bilinen ottur. Salatası bir harika olur, yemeklerin yanına pek yakışır.
Sirken: Ispanak yemeği gibi de yapılabilen, yumurtalısı da olan ve hatta haşlanıp salata haline de getirilebilen ottur. Geleneksel Ege yemekleri arasında yerini alır.
Tilkişan: Yabani tatlı, kuşkonmaz, kedirgen, tilkişen ya da tatlı sarmaşık olarak da adlandırılan, çalı gibi dikenli bir yapıya sahiptir. Yumurtalı ya da yumurtasız kavurmaları yapılır.
Zahter: Kara kekik ya da dağ kekiği de denir kendisine. Misler gibi kokar. Salatası da yapılır, kavurması da.
Yabani Marul: Süt otu, dikenli marul ya da acı marul adlarından yalnızca birkaçıdır. Mat yeşil yaprakları ve dikenli bir yapısı vardır. Bu güzel otun da salatası ve yemeği yapılır.
Gezi yazıları ve fotoğraflar için siteme abone olabilirsiniz. Alaçatı gezi yazısı için görüş ve taleplerinizi aşağıdaki yorum bölümüne yazarak bana ulaşabilirsiniz.
Son gezi yazılarım
Meteora Manastırları’na Unutulmaz Bir Gezi
“Arabayla Meteora Manastırları Gezisi: Ankara’dan Yunanistan’ın Muhteşem Manzaralarına Seyahat Rehberi”
Yunanistan’da Tatil İçin Nereye Gidilir?
Yunanistan’da Tatil İçin Nereye Gidilir? Yunanistan tatiliniz için en iyi rota hangisidir? Santorini Adası Midilli Adası Atina
Kıbrıs Köyü Kanyonu
Ankara Mamak ilçesinde bulunan Kıbrısköy Kanyonu. Ankara’ya 25 km mesafede gizli bir cennet
Egeliler biz iç anadolu neferlerine siz bilmezsiniz bu otu falan diyolar ya hep, çalışıp çıkarım artık karşılarına ? Bir botanikçi varsa şunların latince ismlerini de yazsa havamız 1500 olur ? Alaçatı ot festivali dışında da sezonda sokakları insan trafiği kilitlenmesi yaşayan bir kasabamız olmuş. 2 yıl önce gitmiştim, iyice bi görebilsem severdim de insandan göremedim ?
Evet işte tam da o yüzden festival zamanı değil de sonrasında gitmek gerekiyormuş onu tecrübe ettim. Yok ben illa festivali de görcem diyorsan eğer o zaman son günü gidip sonrasında Alaçatı keyfi yapmak en mantıklısı bence. Otların latincelerini ezberlemek zor olur bu arada yaa :) Ben Türkçelerini araştırırken bile zorlandım
Alaçatı’yı pek sevmiyorum ben, çok sosyetik.. Bir çok popüler turistik yer öyle ama ben onları da sevmiyorum. Alaçatı’nın sörf yapılan havuz gibi koyu güzeldir ama, tepeden vızır vızır gelip giden sörfçüler iri ve renkli sinekler gibi görünür. Bakir koyları da var, insanlar çarşısında mizansenlere takılmaktan vakit mi bulamıyor acaba? Bulamasınlar. Sanki Delikli koy ile ilgili bir fotoğraf/anı hatırlıyorum yazdığın ama..?
Otlara gelince ot bizim işimiz Egeli olarak ama ben aşırı fanatik değilim. Babam arapsaçının yemeğini çok severdi, bence kötü rakı gibi kokuyor. Otu pr malzemesi yapmak güzel fikir oraları için. Sakin yer yok Çeşme’de Ovacık da bile beach vs diye bir sürü yerler açmışlar.
Yazı da fotoğraflar da güzel ama Çekergezer fotoğraflarının alışıldık enerjisi yok, sanırım Alaçatı yı çok da sevmiyorsun?
Yaz daha çok yaz, emojili şiveli yaz, mutlu yaz çok wikipedik bilgi koyma bi zahmet bakıversinler. Yazının ortasında pencere çıksın gitceniz mi yeni yazı var desin. Çok profesyonel olma bence.
Telefondan yorum gönderemedim, hep büyük harf yazdı e posta bilgilerini.
Allah’a emanet..
O kadar da mı belli oluyor hemen yaa :)) evet ben de çok sevmiyorum Alaçatı’yı özellikle bu ikinci gidişimde biraz daha kaybetmiş gibi geldi güzelliklerini. Ben her iki gidişimde de sörfçüleri görme fırsatım olmadı maalesef. Olsaydı güzel fotoğraflar çıkardı muhtemelen. Tavsiyelerini dikkate alıyorum elbette. En kısa sürede uygulamaya geçiririm. Evet biraz daha resmi bir dil kullanma eğiliminde olduğumu ben de fark ettim ama istemeden de olsa insanın kalemine yansıyor sanırım o anki ruh halleri. Hatırlatma için teşekkürler efenim. Bir ayı geçti yazı yazmayalı. Fotoğraflar arşivde tozlanmasın diye uğraşıyorum ama en kısa zamanda yeni yazılarla ve Çekergezer enerjisiyle buluşmak üzere diyelim. Mutlu huzurlu günler dilerim