Yörük Şenlikleri
11-12 Ağustos 2017’de Muğla Seydikemer ilçesi Seki yaylasında 23’üncüsü gerçekleştirilen yörük şenlikleri ne katıldım. Sayın vali ve Belediye Başkanının davetini geri çevirmek olmazdı demeyi çok isterdim tabi ama ? böyle bi davet yok elbette. Tamamen kendi hür irademle gitmeye karar verdim. Belki biraz anne baskısı olmuş olabilir ? Yörükler böle oluyor demek.
Zorunlu Uyarı: Yoğun şive içermektedir. E yörük şenlikleri sonuçta olcek gari o kadar
Yıllardır erteyele erteleye bu seneye nasipmiş. İş, güç, hayat gailesi derken, hayattan zevk almayı erteliyor insan. Bi gün annem aradı. Yörük şenlikleri varmış oolum Kanal 15’de izledim de nasıl giderim ki bilmiyom gari dedi. Babababa taktiği görüyon de mi ?Ayıp ediyon anne ayarlarım ben o tarihlere bi ÇekerGezeR programı… sonuçta yörük obaları, yörük çadırı, yörükler bunlar ilgimi çeken konular.
İki gün süreceğinden konaklamak için bir yer gerekiyordu. Gitmeden önce epey araştırmama rağmen yakın çevrede kalacak yer bulamadım. En fazla geri köye Bağsaray’a dönerdim. 2 saatlik yol sonuçta. Vardığımda sordum nerde kalcez burda gece diye. Cevap çok netti. Görüp batırsın işte heyyeller kıl çadır. Uzanıveecez şullara. Bi battaniye bul emme. Aaşamları çok soğuk olur bullaa ?
Yörük kelimesini TDK göçebe Türkmen olarak özetlemiş. Çoğu kaynakta da zaten kelimenin yürümek fiilinden geldiği yazıyor. Annemin söylediğine göre evlendiğinde hala yaylada kıl çadırda yaşıyorlarmış. Çok da eski bi tarih değil açıkçası. 50 yıllık bi maziden bahsediyorum. Oldukça canlı hala hatıralar.
Evet hatırlayabiliyorum aslında keşkek dövülen düğünleri. Bi ara büyüklerden birine sormuştum. Yaa dayı eskiden bu düğünlerde keşkek döverlerdi hani koca bi dibeğin içine ağaç şeylerle vura vura. Artık yok mu diye. Çünkü düğünlerde hala keşkek oluyor. Hatta vazgeçilmezi bile diyebilirim. Özellikle Toroslar bölgesinde.
Düğünlerde zaman zaman keşkek yemeğine rastlamama rağmen hiç dövüldüğüne şahit olmadım. Yok yani görsem kesin fotoğraflardım. Aklımda olan karelerden biri çünkü. Sanırım artık teknolojinin her alana girdiği gibi bu alanda da bir yolu bulundu ve kolayı var. Hatta bir tatil zamanında, hiç tanımadığım bir düğünde keşkek yemişliğim var ? ama o buranın konusu değil. Zira girersem konu alıp başını gitcek ?
O gün erkenden şenlik alanına gittik. Yörükler daha çadırları bile kurmadan tepelerine dikilince dedim biraz etrafı dolaşayım. Tabi şenliklerin öznesi yörük olunca her yerde gözleme ocaklarından yayılan mis gibi kokular vardı. Öncelikle ayran ve gözlemeyle kahvaltı işini hallettim. Sorduk soruşturduk öğlen gibi başlarmış etkinlikler. İki saat civarı bi zaman vardı. Bulunmaz fırsat. Hemen atladım arabaya çevreyi keşfe çıktım.
Etrafta ne var acaba?
Döndüğümüzde şenlik alanı artık olması gerektiği gibiydi. İlk gün yerel sanatçılar tarafından cura çalınarak söylenen türküleri dinledik. Bu türküler beni öylesine kıpraştırır ki her duyduğumda yerimde duramayıp sahneye fırlayasım gelir ? Tabi en çok da tüylerimi diken diken eden kendi köyüm Arvallı, yeni adıyla Bağsaray’a ait Hatçem türküsüdür. Hattta tıklarsanız 2012 yılında TRT tarafından hazırlanan ve ilgili bölümünü yüklediğim türkünün hikayesini izleyebilirsiniz. Ayrıca bilin bakalım Hatçe’ye yol gösteren, Ayşe teyze rolündeki kadın kim. Annem ??
Yalnız 200 binden fazla kişi izlemiş ya videoyu görünce şok oldum valla ? Epeydir bakmıyordum bu paylaşıma :)
O gün akşama kadar yerel sanatçıların cura ve sipsi eşliğinde söyledikleri türküleri dinledik. Tabi sadece dinlemedim. Fotoğrafladım da. Annemin yerel kanallarda seyretmekten çok zevk aldığı ve hiç bir programını kaçırmadığı Fethiye Yörük Türkmen Derneği Başkanı Ramazan Kıvrak da şenlikteydi. Hatta kendisi ev sahibiydi. Görünce yanına gidip iki kelam etmek istedim ama sonuçta medyatik, sağlam bir izleyici kitlesi olan, nevi şahsına münhasır bir ünlü.
Yanına gidip selam verdiğimde sanki yıllardır tanışıyormuşuzcasına sıcak bir karşılamadan sonra sohbete başladık. Ayrıntıları geçiyorum da şu konuşmayı yazmadan edemicem. Elimde fotoğraf makenesini görünce benden bir isteği oldu.
– Aman Hakancım. Bu ustaların tek tek fotoğrafını çek olur mu. Bunlar altın değerinde. Belki bi dahaki şenliklerde aramızda olmayabilirler bile
– Tamam çekerim başkanım sorun değil de kim kimdir ben nerden bilcem sonrasında
– Sen çek ben tek tek söylerim hepsinin kim olduğunu sana ? Al bu da numaram. Ara sen beni
Denk geldiğimde mutlaka seyrettiğim Ramazan Kıvrak yörük obaları programında da kendisini çok samimi bulurdum. Gerçek hayatta da tanıyınca samimiyetini bir kez daha teyit etmiş oldum. Allah uzun ömürler versin tüm sanatçılarımıza
Şenlik hakkındaki düşüncelerime gelince. Bu tür etkinliklerin seslerinin duyulabilmesi amacıyla daha fazla tanıtıma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu konu elbette daha fazla paraya bakıyor ama sanıldığı kadar da devasa bütçeler değil.
Gerçekten de sabır ve emek gerektiriyor bu aletlerin minyatürünü yapmak. Özellikle bu ? süt makinesi var ki görünce pek bi sevindim. Gerçeği köyümdeki evimde şu an tozlar içinde duruyor. Kullanıldığı zamanları iyi hatırlıyorum. Üstten sütü yavaşça boşaltırsın. Hafif hafif kolu çevirmeye başlarsın. Bi ağızdan süt bi ağızdan kaymak akardı. Bu fotoğraf olmasaydı bu makineyi anlatmak için sanırım bi sayfa yazı yazmak zorunda kalacaktım. Allah’tan böyle bir kare çekebilmişim de sizlerin hayal gücünü fazla zorlamasına gerek kalmayacak? (Elebette bilenler hariç )
Yalnız ayrıntıyı öyle güzel düşünmüşler ki. Süt akan ağızdan sarkan beyaz nesneyi kalın, kaymak akan ağızdakini ise ince tasarlamışlar. Gerçekten de ellerine sağlık. Alıkışlıyorum efenim.
Aslında bu minyatürlerden çektiğim her kareden başlı başına bir hikaye çıkar. Hele bi de gerçek hayatta kalıntılarına rastladığım, konuşma aralarında geçen nesnelerden falan bahsedilirken aaa evet kirman diye bi şey de vardı di mi diye aklımdan geçtiği çok olmuştur. O sebepten burada gördüğüm her obje bende farklı anılar canlandırmak için yeterli oldu. Kirman nedir ne işe yarar bu yazının konusu değil elbette ama zaten fotoğrafı görünce bilmeyenler de ne işe yaradığı hakkında bir fikir sahibi olacaktır diye düşünüyorum.
Her gelin kızın rüyası zetina dikiş makinesi diye bir reklam vardı zamanında. Her ne kadar markayı tutturamasam da şekil itibariyle hepsi birbirinin aynısıdır sonuçta. Demek o zamanlar genç kızlarımızın rüyaları farklılık gösterebiliyormuş :)
Ne zaman bir kağnı görsem aklıma Kurtuluş Savaşı gelir, yediyordu Elif kağnısını dizeleriyle birlikte. Aslına bakarsanız bir fotoğraftır bunu akla yer ettiren. Ne çıkarıyoruz burdan. Fotoğrafın gücü. Bir de aklıma öküz alırık o paraya feyzooo geliyor. Bu da sinemanın gücü ?
Veee işte en sevdiğim. Köyüme ne zaman gitsem teyzem bana düğülcük yapar. Aslında bu tatlı misafire verilen değerle paraleldir. Biri size düğülcük yapıyorsa gerçekten de sizi çok seviyor demektir. Öyle ki yapımı en az 2 saat sürer ve o süre boyunca dibekteki bulgur tokmakla dövülür.
Dont diye bir yerleşim birimi olduğunu biliyor muydunuz ? Ben biliyordum ? ama yolu düşmeyenin bilmesi zor. Ne zaman önünden geçsem ve bu tabelayı görsem hep bi gülümseme gelir. Bu da o köyün testisiymiş.
Bilumum yörük aletleri ve ve arka planda cura konserleri için hazırlanan ustalar
Aslında organizasyon oldukça kapsamlıymış anladığım kadarıyla. Çeşitli illerden yörük dernekleri temsilcileri gelmiş. Bunlardan biri de Eskişehir Anadolu Bacıyan Yörük Türkmen Derneği Kısaca Anadolu Bacıları. Çadırları dolaşırken rastladığım bu yörük kadınlarını görünce, gözlerinde kesinlikle bizi çekmelisin bakışlarını gördüm. Sözsüz bir anlaşmayla fotoğraflarını çekmeye başladım. Yörük kıyafetleri içerisinde emekçi kadınlar.
Hani başkan demişti ya bu ustaların tek tek fotoğraflarını çek diye. Evet çektim elimden geldiğince. Ufakbi de sanal araştırmanın arkasından bulabildiklerimi burada paylaşıyorum ama isimlerini maalesef netleştiremedim. Ustaların hiç biri özel olarak çekim pozu vermemiştir efenim bu fotoğraflarda. Tamamen doğaçlama ? E tabi elde fotoğraf makinesini de görünce hafiften bi poz verme durumları oluyor ama dediğim gibi. Hepsi de doğal çekimler.
Bana ulaşıp güncelleme yapan olursa gerekli değişmeleri yaparım elbette :) Katılan cura ustalarımızın listesi ;
Adem Akbulut | Cemil Cevizci |
Ahmet Eraslan | Esat Göksu |
Ali Ulutaş | Habib Özyurt |
Berkan Sayın | Habip Özyıldız |
Caner Yağlı | Halil Özdemir |
Hasan Bülbül | Osman Kırca |
Hayri Dev | Sercan Akyürek |
Mustafa Bozağ | Yusuf Bodur |
Necati Torun | Yusuf Gök |
Osman Çiçek |
Gitmiş kadar olduk ağzına sağlık ?
:) hizmette sınır yok efenim
Yörüklerin işleri hem çok zor, hem de bi o kadar eziyetli gibi görünüyor. O kıl çadırların içinde nasıl bir hayat sürülür çok tahmin edemiyorum ama bir yörük kolay olunmuyorun cevabı oluyo sanırım bu da .. günümüzde artık yapılan o kadar çok festival var ki, yörüklerin de bundan paylarını almaları güzel olmuş en azından .. keşkek işine gelince İzmir de yapılan bir köy düğününde denk gelmiştim keşkek yapımına .. iki tane erkek odun ateşinde yanan kazanın başına geçmiş, ellerinde kalın uzun birer sopa, sıra ile döve döve yapıyorlardı keşkeği.. bende çok severim ayrıca.. ne yani sen hiç kimseyi tanımadığın bir düğünde gittin keşkek mi yedin yani ? ?? Ohh iyi yapmışsın Afiyet olsun ??
Keşke o keşkeğin fotoğrafını çekseydin :) Memleketimizde tanrı misafiri diye bi kurum olduğundan sorun yok efenim. Bilakis o yemeği yediğinden mutlu oluyor ev sahibi. Bizzat şahit oldum. :) Teşekkür ederim. Güzel günler dilerim
Yüregine SağLık☺ Yine mükemmel bi hikaye olmus?Annecignin Kıvrak zekasi ile iste sana bi dunya foto ve hikaye? O minik bebeklerde hakkaten sahane olmus iyi dusunmusler? Yörük senliklerine gitmis kadar oldum gari sayende, tam benlik yerlermis ollaa?. Hayirli geceler efenimm?
Çok teşekkür ederim efenim. Ne mutlu böyle bi izlenim yaratabildiysem :) İnşallah bi gün gidersin. Gitmek lazım ayrıca. Güzel günler dilerim.