Kaman Gezi Rehberi
Kaman’da Bir Gün
Aslında her şey pekmezle başladı. Arkadaşımın “Bizim pekmez kaynatan birilerini bulup fotoğrafını çekmeliyiz” demesiyle Kaman’da yaşayan eski bir dostumu hatırlamam bir oldu. Hemen onu aradım ve kendisini ne kadar özlediğimi söyleyerek lafa girdim :) Dedim durum böyle böyle. Tam da pekmez zamanıydı. Dedi gel sen buluruz :)Savcılı Plajı ve Ben
Çıktım yola istikamet Kaman diye. Ankara’ya çok da uzak sayılmaz. 2 saatlik bir yol aslında. Vardım mekana buldum arkadaşımı bir de baktım ki 5-6 kadın bir olmuş yuka ekmek pişiriyorlar. Tam da gözleme kısmına denk gelmişim. Yumurtalı, patatesli, otlu gözleme.Tadı efsaneydi ama :)
Pozisyonumu aldım bağdaş kurup oturdum. Elimde makine. Bir yandan sohbet ediyorum bir yandan fotoğraf çekiyorum, bir yandan da video kaydı yapıyorum. Valla bunları aynı anda yapmak çok zor onu öğrendim. Bana acilen bir asistan ve bir kameraman lazım. Gerisi bende merak etmeyin siz :)Tülay Börekçi börek yaparken :)
Eee anlatsana Tülay abla. Nasıl oluyo bu işler diye girdim sohbete ki Tülay abla çok kafa dengi bir kadın. Seviyor bu işleri. Gözlerinden belli ışığı. Hemen başladı anlatmaya. Biz akşamdan encükleşiyoz. Sonra bir araya geliyoz. Naapıyonuz naapıyonuz :))Yalnız yumurtalar gezen değil :) Dikkatimden kaçmadı
Evet aslında sohbet koyu muhabbet şahaneydi ama her zaman olduğu gibi çene açılınca tutamıyorum kendimi yazı alıp başını gidiyor. Siz aşağıdaki videoyu izleyin bir kısmı zaten oradan çıkar.
Haydi Encükleşme Zamanı
Encükleşme kelimesini ilk kez duydum onun üzerine bi yazı yazayım diye düşünüyordum ki Google’a yazdım Encükleşme diye tek satır bilgi çıkmadı karşıma. Şimdi açıklıyorum. Bizim oralarda yani teke yöresi ağzında “ödücüm var” şeklinde kullanılan ve TDK’da tam olarak “Ödünçleşmek” olarak geçen kelime olduğunu tahmin etmekteyim. Tamamen benim yorumumdur elbette.Görselin konuyla alakası olmak zorunda değil di mi :)
Tabi ben bu kelimeyi instagram ve facebook hesaplarımda kullandıktan sonra Google’a Encükleşme yazınca artık boş gelmiyor :) Pekmez diye gittim ama gözleme yedim. Ne demişler. Fotoğrafçı umduğunu değil bulduğunu çeker :) ve bir çekergezer asla şikayetçi olmaz.Bu kare de bulduklarımdan. Büyükoba Köyü
Pekmez Zamanı
Tabi civarı gezerken tesadüfen pekmez kaynatan bir teyze de buldum. O da çok yardımcı oldu. Manken gibi ne desem yaptı :) Belki birileri ona da gösterir bu fotoğrafını ama tekrar gittiğimde mutlaka onu bulup kendim göstermeyi isterim.Tadına da baktım çok güzeldi :)
Pekmez yapımında bilmediğim bir şey öğrendim. Pekmez toprağı diye bir toprak varmış. Pekmezin durulmasını, berraklaşmasını ve hatta biraz mayalanmasını sağlıyormuş. Ben sanıyorum ki kazana üç beş çorba kaşığı atılıyor. Hani yoğurt mayalama olayından esinlenerek belki bu şekilde düşünmüş olabilirim. Meğer olay öyle değilmiş. Bildiğiniz kilolarca boşaltılıyormuş. Bkz. aşağıdaki fotoğraf :)Ya benimsin ya topraam :)
Tam olarak ayrıntısını bir sonraki pekmez ziyaretimde anlatırım. Önümüzdeki sezonda aldığım pekmez davetini değerlendirip üzümlerin toplanmasından sofraya pekmez olarak gelişine kadar fotoğraflayıp yazmayı planlıyorum. Gerçekten de meşakkatli bir iş valla
Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi
Müze girişi ücretli ve müze kart geçiyor. Öylesine az bilindik bir müze ki içerideki herkes birbirini tanıyor. Gelen yabancı birileri yok neredeyse. Beni gördüklerinde sanki protokolden biriymişim gibi davranıp hürmet ettiler sağ olsunlar :) Kaman’ı geçince Kırşehir yolu üzerinde hemen sağda kalıyor. Tabelasını görürsünüz mutlaka.Mutlaka girin. Pişman olmazsınız
Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müze Girişi
Müzeden Görüntüler
Şöyle kafanızda canlansın yer olarak da
Bu da son olsun. Daha fazlası için ziyaret edin lütfen
Prens Mikasa Anı Bahçesi
Gerçekten de prensmiş adam :) Japonya Ortadoğu Kültür Merkezinin başkanı aynı zamanda Kaman’da gerçekleştirilen kazının onursal başkanı olması sebebiyle bu parkın adı, Prens Takahito Mikasa’ya bir minnet borcu olarak parka adını vermişler. Allah rahmet eylesin 100 yaşında vefat etmiş. Çok güzel bir anı bahçesi olmuş. Ayrıntıları buradaJapon dostlara teşekkürler
30 Eylül 2005 tarihinde Kaman’da Türkiye ile Japonya arasında bir protokol imzalanıyor. Bu kapsamda höyükte yapılacak çalışmalar iki ülke arkeologları eşliğinde başlıyor. İyi ki de başlamış ve bugün böyle bir cennet bahçesi ortaya çıkmış. Elbette diğer arkeolojik buluntular benim alanım değil ama zengin bir kazı çalışması olduğu belli.Dememişler yani öyle çim ekelim geçelim. Tümseklere falan bakın
Bahçe öylesine güzel düzenlenmiş ki huzur veriyor. Havuzda rengarenk balıklar, fıskiyelerin kesik kesik sesleri eşliğinde etrafta cıvıldayan kuşlar ve sonbahar olmasına rağmen yemyeşil çimenler göz dolduruyor diyebilirim. Müze ve bahçe aynı yerleşkede bulunuyor. Yani haksızlık etmiş olmak istemiyorum ama bir Japon eli değdiği çok belli. Tam bir ikebana :)Ses kesik kesik gelmeyebilir :)
Kırmızı balııık gööölde. Kıvrıla kıvrıla yüzüyooor :) Bu şarkıyı bilenin bu yazıyı okuyor olma ihtimali yok ya :) Neyse
Balıkları görüyoruz di mi :))
Savcılı Meryemkaşı Köyü
Araştırdım ama aklıma yatan bir açıklama bulamadım. İnsan neden bir köyün adını Savcılı Meryemkaşı koyar ki :) Savcılı bir aşiretmiş. Bu aşiretten ayrılan Meryem adında bir kadının etrafında toplanan insanlar yerleşik düzene geçerek bir köy oluşturmuşlar. Kaşıyla olan bağlantıya dair ise hiçbir bilgi bulamadım maalesef.Savcılı Meryemkaşı Köyü Camii
Edit 10 Şubat 2019: “MERYEMKAŞI isminin verilmesi konusunda “KAŞ” bağlantısını benim de ilgimi çekti. Sanırım KAŞ , eski Türkçede tarımsal amaçlı oluşturulan su bentleri için kullanılıyormuş.” Kaynaklar ve devamı yorum kısmında.
Facebook hesabımda paylaştığımda bana ulaşıp, “keşke daha fazla olsaydı köyümüzden fotoğraf” şeklinde talepler olmuştu. Aslında etkileşimli bir tanıtım yazısı olmasını tercih ediyorum. Sizlerden gelen bilgiler doğrultusunda ekleme ve çıkarma yapabilirim. O yüzden yorum kısmında fikirlerinizi beyan edebilirsiniz. Tutmayın küçük enişteyi :)
Şansıma bak ki tam da o gün muhtarın okul binasında yemeği varmış. Kaçar mı! En sevdiğim. Hele bir de irmik helvası ve keşkek varsa değmeyin keyfime. Hemen buyur ettiler. Güzelce bir öğlen yemeği yedim. Evet irmik helvası da vardı. Tamam kabul keşkek beklemek biraz hayalcilik olmuş kaybettiği bir yakınının yedi yemeğinde.
Yemek sonrası boynumda makine köy yerinde biraz dolaşmak istedim. E dikkat çekiyorsun haliyle. Hemen yanıma ilk yaklaşan ablanın beni de çek der şeklindeki bakışlarını analiz edip birkaç poz fotoğrafını çektim. Sonra arkadaşıma gösterdiğimde “aaa deli Güllü’yü çekmiş” şeklinde bir cümlesi oldu ama bizim köyde Güllü Aba derler :) Ben öyle demeyi tercih ediyorum. Çok sevimli bir kadındı.Güllü Abaaaaaa :)
Bu köyde bir höyük varmış. Varmış derken gittim gördüm aslında. “Mış” dememin sebebi, henüz resmi olarak bir işlem yapılmamış olmasından kaynaklı. Bu höyük arkadaşımın tarlasının içinden geçiyormuş. Hazineciler şimdiden delik deşik etmeye başlamışlar fakat henüz bir çalışma başlamamış.Meryemkaşı Höyüğü koruma altında :)
Eğer bir davet olur ya da Kaman ceviz festivali zamanına denk gelebilirsem tekrar gitmeyi istiyorum. Hem belki o zamana kadar bu höyük için çalışmalar da başlar ve ben de fotoğraflayıp yazma şansı elde ederim. Böylelikle bu yazımın eksik yönü olan Kaman cevizi ve büyük usta Neşet Ertaş’a da daha geniş bir yer vermiş olurum.
Meryemkaşı Höyüğü olarak adlandırıyorum şimdilik. Google’a bu şekilde bir girişte bulunalım bakalım :)
Akpınar Mevkii
Akpınar Gözesi :)
Burası tam da bu suyun kaynağıymış. Ona göze dendiğini Tunceli gezimde öğrenmiştim. Oradaki gözeler gibi coşkulu değil ama burası da suyun çıktığı ilk noktaymış. Sonuçta hemen dibinde Kızılırmak gibi bir nehir mevcut. Buraların da yeraltı sularının zengin olması gayet normal. Buna rağmen bölgenin bahçe tarımına neden sıcak bakmadığı ve kıraç bir görünümde olduğunu tam olarak anlamış değilim.Bence ceviz bu ceviz :)
Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur derler ya tam da bu sözün altına konulacak tarzda bir fotoğraf bence. Etrafı çorak arazi ama bakım yaptığında bir vaha. Sanırsın ki Yeşil Vadi :)Yeşil Vadi bizim olacak :)
Savcılı Plajı
Nasıl yani? Ne plajı? Come onnnnnnnn :) Evet Kaman’da bir de plaj varmış. Hem öyle sadece adı değil, bildiğiniz yüzmelik plaj. Savcılı Plajı Kızılırmak kenarında nehrin genişlediği bir mevkide doğal bir oluşum. Belediye oraya bir tesis yapmış. Giriş ücretli ama mevsimi olmaması sebebiyle gelen giden yoktu. Ben tesisi biraz dolaşıp plaj kısmına geçtim. Yazları oldukça popüler bir yer olduğunu söyledi görevli. Park sorunu bile oluyormuş o derece yani.Kuş gözlemi için ideal bir mevki bence
Plaj bugüne kadar gördüğüm plajlara pek benzemiyor. Çevresinde sazlıklar, kurumuş ağaçlar üzerinde güneşlenen ve ne olduğunu bilemediğim rengarenk kuşlar, kenarında soluklanan çoban ve sürüsü, tek başına teknesiyle balıktan dönen bir sakin. Tam da şair olmalık bir yer. Sanırım 2 saatten fazla zaman geçirdim. Bol bol fotoğraf ve temiz hava çektim :)Evet Kırşehir iline bağlı Kaman’da bulunan Savcılı Plajı
Şimdi size burayı bi hayal edin desem, öncesinde uzun uzun bir betimleme yapmam gerekirdi ama bu bir paragraf ve alttaki fotoğraf bence hayal etmenize yetecektir. İşte bu yüzden seviyorum fotoğrafı. Hayal etmek için saatlerce yazmaya gerek kalmıyor. Bir kare ile işi bitiriyorsun.
Savcılı Plajı Sakinleri
Savcılı Plajı müdavimleri
Ama güzel serçe yapmış şimdi :)
Buyur canım kime bakmıştın :)
Ve Kaman’da bir gün böyle sona erer. Güzel anılar biriktirdiğim Kaman’a veda vakti gelmiştir artık. Tekrar görüşmek dileğiyle. Mutlaka yorumlarınızı ekleyin ki daha gelişmiş bir Kaman yazısı olsun. Kaman gezilecek yerler rehberine yeni mekanlar ekleyebilirsiniz. Altta bulunan yorum kısmını kullanmaktan çekinmeyin lütfen. Bu yazıyı beğendiyseniz Uçansu Şelalesi yazıma da bir göz atmak isteyebilirsiniz.
Gezi yazıları ve fotoğraflar için siteme abone olabilirsiniz. Kaman Gezi Rehberi yazısı için görüş ve taleplerinizi aşağıdaki yorum bölümüne yazarak bana ulaşabilirsiniz.
Son gezi yazılarım
Kız Kulesi Fotoğrafları
Kız Kulesi Fotoğrafı eşliğinde bir uzun pozlama hikayesi. Akıldaki tüm soruların cevabı bu yazımda.
Toprağında Bir Ağaç
Toprağında bir ağaç var artık… Anla onu! Neye ihtiyacı varsa onlarla yaklaş ona. İhtiyacı varken senin ışığına; emeğin değsin dallarına.
Tırnak İçinde
Konuşmada tırnak içinde kullanımı nasıl yapılıyor. Tırnak içinde nasıl kullanılır, Tırnak içinde yeniden tırnak içinde cümle yazımı
Bir Kaman lı olarak yazınızı çok beğendim.Encükleşme tabirini bende yeni duydum.Öndüşleşme Öncük yani yardımlaşma anlamında Kaman da kullanırız ama köylerinde daha farklı kullanılabilir tabi.Baranlı dağının Japon bahçeşinin bulunduğu tarafın tam karşısında Ömerhacılı kasabasına giderseniz Eli bebek kayasını oradanda Baranlı dağının zirvesine çıkan yoldan dağın tepesinden çok güzel manzaralar çekebilirsiniz Az daha Kırşehir tarafında karakurt kaplıcaları Savcılı tarafında Sıcak akan çeşme birde plajdan yazın çekilen fotoğraflar şimdikilerin yanına eklenirse çok güzel olur
Ercan Bey katkılarınız için çok teşekkür ederim. Kısmet olursa Kaman Ceviz Festivali zamanı gelmeyi planlıyorum. O zaman geldiğimde bu bahsettiğiniz yerleri de mutlaka keşif yaparım. Oldukça orijinal yerler gibi görünüyor. Encükleşme konusu ise dediğiniz gibi büyük ihtimalle. Sadece bölgesel söylem farklılıkları mevcut diye düşünüyorum. Güzel yorumunuz için tekrar teşekkür eder güzel günler dilerim.
Come on! Let’s twist again! 😂
Ayrı ayrı fotoğraflarda yaptığım yorumları da mı buraya yapıştırsan acaba? 😋 Şaka şaka. O ayrı bu ayrı. Pekmez diyarından sesleniyorum, Nevşehir, hatta öğleye doğru Kırşehir, Kaman falan gördüm geçtim. Tam da ortamı koklamışken geldi paylaşım. 💫Pekmez toprağı konusunu mesleki olarak bilmemin yanında az önce geleneksel yöntemde nasıl “bekmez” yapıldığını tarif ettirdim. Bekmez toprağı bir yüke bir avuç atılırmış. Bir yükten kasıt eşeğin yükü, o da 2 köfün. 😂 Kafalar gittikçe karışıyor değil mi sayın seyirciler?😋
Encükleşme bilmem ama bizim buralarda “öndücüm var” derler. Kışlık ekmek yapma işi emek yoğun olduğu için sırayla yapılır. Komşular birbirinin ekmeğine yardıma gider. Biri senin ekmeğine ödünç olarak geliyor. Ekmek yapılan yere gidince bi güzel doyururlar, zaten tüm mahalle mis gibi koktuğu için dayanmak ne mümkün! Hamur yoğrulurken bunun için de pay konur. Ayrıca neli “bazlama” (herkesin gözleme dediği şey de biz bazlama bilirdik valla) istersen içini götürürsün, hemen araya alırlar. Kokusu geldi burnuma yaa! Neyseki şu an fırınlı sobada pişmiş patates yiyorum da çok aşırı canım çekmedi 😂 Ve bir yeni kavram daha; “sizin ekmek kaç desti?” O da hamur ölçüsü. Hamur yapılırken koyulan suyun ölçüsü (memleket kapadokya olunca sular testiyle ölçülür doğal olarak).
Sahil plaj olayları için kendimden utandım, ve müze için. 🙄 Aslında o tabelanın önünden ne çok geçiyorum! Genelde otobüsle seyahat ettiğimden oluyor ama ilk arabalı gelişimde bu utançtan kurtulacağım. Burnumuzun dibini farkettirdiğin için teşekkürler. 🙏🏻Fotoğraflara diyecek yok, şahaneler her zamanki gibi.
👏🏻
:)) Bileydim sabahtan yayınlardım yolluk olurdu sayın Zerdali :) Hizmette sınır yoktur ayrıca. Her yerden toplar buraya yapıştırırım. Pekmez toprağı ve encükleşme benim yeni öğrendiklerim arasına girdi bu geziyle birlikte. Evet bekmez daha bi tatlı gelir bana da nedendir bilmem ama :) söylerken bi ballandırası geliyor demek insanın.
Tamam ben pekmez yapmaktan vaz geçtim :) Yapılmışı varsa alırım ama.
Artık kelimenin doğrusu ne bilmiyorum fakat google da encükleşme olarak yerini aldı. Hatta sözlüğe ekle bile dedim de bende artık altı kırmızı çizgili çıkmıyor. O kadar yani :))
Bak desti ölçüsünü biliyorum ama fark ettim ki bu ekmek, yuka, bazlama, pekmez modundan daha çok yazı çıkar gibime geliyor.
Ben o yoldan ilk kez geçiyorum. Tabii algıda seçicilik mi dersin, çekergezerlik mi dersin bilemem ama benim o sarı üzerine yazılan beyaz yazılar her zaman ilk başta dikkatimi çeken yazılar olur (Arkadaşımın beni götürmesi de etken olmuş olabilir çaktırmayalım)
Fotoğraflar maalesef dediğim gibi. Beni üzdü. Dediğim gibi yazıyorum ama şu anda instagram paylaşımını henüz yapmadığımdan biraz altı boş olabilir ama yapınca ne demek istediğimi anlayacaksın emimin. Yine güzel okuman, yorumun ve değerlendirmelerin için çooook teşekkür ederim. Güzel keyifli bir hafta sonu diler sobanın keyfini çıkarmanı tavsiye ederim
Blog yazdığımdan beri beni okuyorsunuz hatta instagramdaki paylaşımlarımı da takip ediyorsunuz, söyleyin bakalım fotoğraflarım mı? Yazılarım mı? Derseniz, yazılar derim çünkü yazıya ruh daha çok geçer ve daha az tekniktir bence, yazar keyfi dışında edit büdüt şansı yoktur.O yüzden fotoğraflar raw olmuş jpeg olmuş ne gam, malzeme iyi ise zaten yerini doldurur, sözün yanına yakışır, tamamlar.Ki okur alıştığı kaliteyle kusur görmez bi defada.
Fotoğraflar da yazı da Çekergezer style, elinize sağlık…
Her geçen gün daha da geliştirdiğimizi düşünüyorum. Evet maalesef raw fotoğraf olmaması benim için bir eksi olsa da, güzel anılar biriktirdiğim, Anadolu’nun ta kendisi bir Kaman hakkında yazmadan edemedim. Güzel yorum ve değerlendirme için teşekkür eder güzel günler dilerim
Sunumunuz,yorumların da katkısı ile harika bir belgesel olmuş.Emeğinize sağlık, gidebileceğim bir yöre olmadığından sayenizde öğrendiklerim ve gördüklerim için teşekkürler ederim.Ülkemizin her karışı,deyişleri, kültürleri ve türküleri ile ayrı güzellik ve özellikte.Encükleşmeyi Tülay hanımdan ilk duyduğumda kavilleşme manasında algıladım.Ceviz ve pekmez çekimlerini şimdiden merak ettim.Japon bahçesinde,Nezahat Gökyiğit parkındaki(İstanbul -Ataşehir’de) gibi kırmızı ahşap köprüyü de koysalarmış daha bir albenili olurmuş.Fotoğrafları çiğ mi pişmiş mi anlatmasanız kişisel olarak anlamazdım.Özellikle yuka pişirimleri ve hanımlar şahane Tebrikler ederim
Belgesel olarak nitelendirilmek çok güzel bir duygu elbette ama sanki oraya daha çok var gibi. Umarım bir gün o da olur. Evet gördüm Nezahat Gökyiğit parkındaki kırmızı köprüyü. Oraya da çok yakışırdı. Kırmızının yakışmadığı bir yer var mı acaba :) Tülay Hanım hayattan keyif almasını bilen iyi yürekli bir insan. Allah uzun ömürler versin. Ceviz ve pekmezi sıralamaya aldık bakalım ama kısmet diyorum elbette. Akışına bırakıyorum genelde. Katı bir program takibi yapmıyorum. Çiğ ve pişmişin ayrımı şu aslında. Siz çiğ alıp kendiniz pişiriyorsunuz, diğer türlü makina kafasına göre pişirip size veriyor. Olay bundan ibaret efenim. Çok teşekkür ederim vakit ayırıp okuyup, yorumladığınız için. Güzel günler dilerim.
Merhaba yazılarınızı ve fotoğraflarınızı zevkle takip ediyorum. Ellerinize sağlık. Sayenizde bir çok yeri gezip görmüş gibi oluyorum. Kaman hakkındaki yazınızı okurken bahsettiğiniz MERYEMKAŞI isminin verilmesi konusunda “KAŞ” bağlantısını anlamlandıramadığınızı okudum. Benim de ilgimi çekti. Google üzerinden yaptığım küçük bir araştırma ile aşağıdaki bilgiye ulaştım ve sizinle de paylaşmak istedim.
Sanırım KAŞ , eski Türkçede tarımsal amaçlı oluşturulan su bentleri için kullanılıyormuş. Bu bilginin yer aldığı kaynağı ekliyorum. Yeni yerleri anlatan eğlenceli ve bilgilendirici yazılarınızı okumayı hevesle bekliyorum.
2. 1. 1. 4. Kanal Suları
Tarımsal amaçlarla sulamanın sağlanması için akarsuların akım gücünden yararlanılarak oluşturulan kanallar ve kuraklığa karşı suyun biriktirilmesini sağlayan tabii bentler için kullanılan terimler:
28. arıq “ırmak, ark, germeç, KAŞ, kanal” (BA: 32 / EA: 554). 29. atız ~ etiz “iki dere arasındaki su geçecek set” (BA: 49, 203 / EA: 563). 30. qaδag “kanal, ırmak” (BA: 247 / 674). 31. qır “su bendi, germeç” (BA: 317 / EA: 712) [krş.
Coğrafya Terimleri Sözlüğü Olarak Divanü Lugati’t-Türk*
Divanu Lugati’t-Turk As A Dictionary Of Geography Terms
Mehmet Turgut BERBERCAN**
DEDE KORKUT
Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi
Cilt 6, Sayı 12 (Nisan 2017), ss. 1-12
İnteraktif gezi yazısı diye buna diyorum işte ben :) Gerçekten güzel bir bilgi oldu. Yazının ilgili bölümüne bu değerli bilgiyi de giriyorum hemen. Vakit ayırıp araştırdığınız için çok teşekkür ederim. Güzel günler dilerim.
Pekmez,ceviz, bazlama,kavun:)
Cekergezer yakında cekeryer olarak isim değişirse hiçç şaşırmam:))
Şart efem size bir asistan bir kameraman şart:)
Belgeselin kralını yaparsınız o zaman. Kutlarım yine çok hoş ifadeler ile yazılmış güzel bir yazı olmuş.
Bak işte benim halimden anlayan biri çıktı en sonunda :) Çok teşekkür ederim. Yakında yaka mikrofonuyla gariban teyzelerin azıklarını götürürken görürseniz beni hiç şaşırmayın :)))
İşte bu doğallığı seviyorum..
Anca böyle güzel yansıtılabilirdi köy halkının samimiyeti insanlığı sıcak kanlılığı emekleri…
Tabii biz şehirde yaşayanlarda böyle güzellikleri gördükçe ve bu yaşamdan mahrum kaldığımız için gıpta ile baka kalıyoruz.
Zira ne zaman köye gitsem tarlanın içine girmeden dalından koparıp yemeden dönmüyorum :)
Bağ bozumunu deneyimlemelisiniz ( yalnız giderken yanınızda sinkov vs götürün çok işinize yarar )ortamı size güzel yazılar ve anılar sunacaktır..Fotograflar her ne kadar jpeg formatında olsa da yansıtılmak istenen duygular muazzam bir şekilde geçiyor bizlere.
Şansızlık mı bence değil yine her zamanki gibi kuşlar sürüler girmiş kadrajınıza slm etmişler :)
Güzel bir tanıtım yazısı videosu olmuş emeklerinize sağlık sayenizde yenice yerler yenice kelimeler ögrenmiş olduk huzurla saygıyla sayın çekergezer🙏
Bu doğallığı tam anlamıyla yansıtabilmiş olmak çok güzel efenim. Teşekkür ederim değerli yorumunuz için.
Bağ bozumu gerçekten de çok güzel olur. Umarım ni şekilde denk gelirim ve baştan sona gözlemleyip fotoğraflama imkanım olur.
Yani raw olmaması demek, analog fotoğrafçılıktaki negatifleri olmaması ile ayni anlama geliyor işte. O yüzden üzücü benim için ama dediğiniz gibi. Şans benden yana yine de :)
Güzel günler dilerim.
Hakan bey merhabalar,
“Encükleşme” ifadesini ben de yazınızı okuyana kadar hiç duymamıştım. Okuyunca sizden öğrendim.
Ankara’nın kıyıcığında Kaman’da bir Japon bahçesi (Mikasanomiya Anı Bahçesi) varmış ve biz bilmiyorduk bunu. Sayenizde öğrendik.
“Kırmızı Balık Gölde, bu şarkıyı bilen birisinin bu yazıyı okuyor olma ihtimali yok ya:)”! demişsiniz ammmaaaa; ben bir anasınıfı öğretmeni olarak bu şarkı eşliğinde çocuklarımla elele tutuşup halka oluşturarak oyunu öyle çok oynadım ki… Şimdi de bakın yazınızı okuyorum işte! Gerçekten kırmızı balık gölde yüzüyormuş işte! Dünya küçük Hakan bey, herşeyde olasılık dahilinde, hiç birşey imkansız değilmiş, değil mi?
Kaman Ceviz Festivali ne zaman? Festival zamanı gitmek lazım oralara. Hem ziyarte, hem ticaret amaçlı olsun. Kamanın cevizi lezzetli ve güzeldir.
Fotoğraflarınız her zaman ki gibi harika! Hele o, Savcılı Plajı fotonuz muhteşem! Bu fotoyu ilk çketiğiniz zaman instagramda da paylaşıp sormuştunuz “Burası neresi?” diye ve ben o zamanda bilememiştim.
Savıcılı Plajının müdavimleri koyunlar ise herhalde dünyanın en şanslı koyunları olsa gerek:)
Ayaklarınıza, emeklerinize, gören gözlerinize sağlık. Güzel güzel gezin, gezdiklerinizi resimleyip bizlerle paylaşın ki biz de oturduğumuz yerden görelim.(Cefası size, sefası bize olsun) Teşekkürlerimizle.
ZÜLÂL
Sevgili Zülal Hanım ben de Encükleşme kelimesini Tülay abladan öğrendim. Google da benden öğrendi derken derken literatüre yeni bir kelimeyi dahil etmiş bulunmaktayız böylelikle.
Prens Mikasa’nın adı verilen bahçeye de mutlaka tekrar gitmek istiyorum. Yazıda da bahsettiğim üzere tüm fotoğrafların jpeg olması benim içime bir türlü sinmedi. Belki bu sefer bahar aylarında giderim ve yeni fotoğraflar çekerim.
Bu şarkıyı sizin bilmeniz kadar daha doğal bir şey olamaz ama :) Benim de çevremde o yaş grubundan olan insanlardan öğrendiğim bir şarkıdır. Hatta bir ara o kadar dilime dolandı ki :) Zor bıraktım
Bunlar benim için de büyük keyif aldığım geziler ve bir bakıma arşivim oluyor. Albüme bakmak gibi aynı. Geriye dönüp baktığımda unuttuğum anılarımı tazelemek için biçilmiş kaftan. Ben zevk alıyorum. Benimle birlikte zevk alan insanların da olması büyük keyif. Eksik olmayın.
Güzel günler dilerim
Balıkçı hasan geliiiyorrr.. oltasini atiyorrr….hahahaha dilime dolandı…
Gelecek yaz Kaman gezisi planlarım arasına aldim.Şahane bir ülkeye sahibiz doğusu batisi başka renk ve kültür. Emeğinize ve kaleminize sağlık. Iyi akşamlar dilerim.
Bu şarkıyı bilenlerin profillerini tahmin edebiliyorum 😊 Benim de dilimde o fotonun altına yazdığımdan beri.
Evet ülkeyi bitirmeye insanın ömrü yetmez. Yettiği kadar devam diyelim efenim.
Çok teşekkür ederim. Güzel akşamlar dilerim
merhaba ben seni taniyorum yazin bizim köye yani savcili meryemkaşı köyüne gelmiştin
acikça söylemeliyimki güllü ebenin guzel bi anini yakalamışsın ha bu arada tahminin dogru endükleşme dedigin ödünç çalişma anlamina geliyor ve hata meryemkaşı köyünde höbülleşmek anlamina geliyor bu arada meryem kasinin ismini nereden aldigini tam olarak anlayamamissin bizim koy kurulurken ilk muhtarini seçmisler bu muhtarin karisinin adi meryem imis kaslarida cok guzelmis koye isim ararken muhtar boyle bi oneride bulunmus meryem kasi olsun diye o yuzden meryem kasi kalmis sorularin olursa bana su e postadan ulas kerimilyas40@gmail.com
Evet genelde isimler hakkında hep rivayetler dolaşır insanların aklına hangisi yatarsa ona inanırlar. Artık hangisi işimize gelirse onu kullanırız. Güzel bir köyünüz var. Muhtarın verdiği yemek de güzeldi :) Çok teşekkür ederim. Tanıtımda bir katkım olduysa ne mutlu. Daha fazla tanıtılması için yazıyı facebookta paylaşabilirsiniz. Güzel günler dilerim.
Yakalamış olduğunuz kareler harika. Gezmeyi sevmeyen ama okuyarak öğrenmeye bayıldığım için tam da yazısına denk gelmişim. Bende yeni bloğumla aranızdayım, destek ve önerilerinizi bekliyor teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalın, yeni yazılarınızı takipyeyim..
Yeni bloğunuz hayırlı olsun. Güzel ufuklar açar size umarım. Beğenmenize sevindim. Güzel günler dilerim