Mega Italya – Floransa
Mega Italya turunda göreceğiniz şehirler, yazılarım, fotoğraflar ve tam tur programı için tıklayınız
Floransa Fotoğrafları için tıklayınız
Daha çok doğa fotoğrafı çekmeyi seven, doğal yaşamla iç içe olmayı tercih eden, her daim nat geo wild izleyen biri olarak, benim bile dikkatimi çekmeyi başaran şehir Floransa. Dar sokakları, sanatsal yapıları, heykelleri ve tarihi dokusu ile tam anlamıyla bir açık hava müzesi. Hatta 380 bin nüfuslu şehirde insandan daha fazla heykel olma ihtimali bile var. Zaten siz işin açık hava müzesi kısmıyla ilgilenin derim. Diğer türlü anlamsız şekilde pahalı olan müze fiyatları ve metrelerce kuyruklar karşınıza çıkıyor. Nakit hadi neyse de, vakit çok büyük bir kayıp bu şehirde.
Salman Rushdie Floransa Büyücüsü kitabında öyle güzel tarif etmiş ki bu şehri, üzerine tek kelime bile yazmaya gerek yok aslında “Öpmek için hafifçe büzülen bir çift kadın dudağı hayal edin, işte Floransa böyle bir yerdir; kenarları dar, ortası şişkin. Arno Nehri birbirinden ayırır. Bu şehir bir büyücü kadındır ve birini öptüğünde, ister sıradan biri olun, ister kral, sonuç hep aynı olur. Mahveder onu” çok etkileyici
Tek kelime bile yazmaya gerek yok derken şaka yaptığımın farkındasınızdır umarım. Burdan sonra yazdıklarımı okurken lütfen o tek kelime olayına takılmayalım :) Salman Rushdie Floransa’yı bu şekilde tarif etmiş ama benim de kendime göre bi tarzım var elbette. Bence Floransa; hani Uzak Şehir Tunceli yazımda yeni öğrendiğim gözeler vardı, nehrin doğduğu, dağdan fışkırdığı yer. İşte Floransa da tarihin, heykelin, resmin kısacası sanatın gözesi. Nasıl ki bir doğa fotoğrafçısı olarak gözelerde kendimden geçtiysem, bu şehir için de sanatseverlerin kendinden geçeceğini garanti edebilirim. Ben bile hayran kaldım :)
Öncelikle bizim Floransa dediğimiz şehrin orijinal adının Firenze olduğunu öğrendim. Otobüsle gezerken tabelalarda sürekli görüyordum ama Floransa olduğu hiç aklıma gelmemişti. En azından benim için yeni bir bilgidir. Tavsiyem yaz sonu, kış başı gidilmesidir. Temmuzda oradaydım ve kalabalıktan neredeyse yürümek bile imkansızdı. Çok yoğun bir turist akını var. Yazın gitmenizi gerektirecek bir durum söz konusu değil bence. Kışlıkları giyip sakin Floransa’nın keyfini çıkarmak daha mantıklı sanki.
Floransa’da bulunduğum süre içerisinde İtalyanca konuşan insan görmedim, duymadım desem çok da abartmış olmam sanırım. Her yerde boynunda kamera, sürekli sağa sola bakan turist kafileleri görmektense kışın gidip keyfini çıkarmayı tercih ederim. Belki tekrar gidersem öyle yaparım artık :) Ama en azından ilk gideceklere belki bi yardımım dokunur.
Şimdi Floransa deyince benim aklıma direk olarak Floransa’lı Dante geliyor ama tek akılda kalan İlahi Komedya değilmiş aslında. Yeni bilgiler öğrendikçe, aaa bu da mı burda yaşamış şeklinde şaşkınlığımı dışa vurduğum doğrudur. Kimdir efenim beni bu şaşkınlığa gark eden şahsiyetler? Öncelikle Leonardo Da Vinci ve Michelangelo da bu şehirde yetişmiş şahsiyetlermiş. (Çok mu cahilmişim acaba) Ha bi de Gucci var ki, bence en ünlüleri. Küresel pazarda söz sahibi olan markanın yaratıcısı da buralıymış efenim. E tabi imparatordan bahsetmeden de olmaz herhalde. Bir dönem Fatih Terim’in de damgasını vurduğunu hatırlatmak isterim.
Şimdi geldik Floransa’ya? En pratiğinden bir reçete yazıyorum size. Ponte Vecchio köprüsü üzerinden etrafın panoramik fotoğrafını çek, dükkanların birinden pinokyo al, (gerek de yok ama keyfiniz bilir) ordan hemen Davud heykeline koştur, giderken Galilenin evinin önünden geç, Medicilerin sarayını tavaf et ve hızla Duomo’ya geri dön. Alın size 45 dakikada yapılabilecek hızlandırılmış bir Floransa turu. Hem de en ücretsizinden. Yalnız akşam otele dönüp de yatağa uzandığınızda arka baldırlarda hafif bir sızlama, ayaklarda ufaktan yanma hissetmeniz olağandır. Paniğe gerek yok. Bireysel gelip keyifle dolaşmadıysanız eğer, bu yazdığım kaçınılmaz maalesef. Ben kısıtlı zamanda koşa koşa gidip Ponte Vecchio köprüsünü fotoğraflayabilme şansına sahip olmuştum.
Yazılarımda wiki bilgilerine boğmak istemiyorum sizleri. Zaten isteyen tarihini, demografisini, ekonomisini arar bulur. Amacım böyle bir tura katılmadan önce neleri merak ettiysem, hangi bilgilere ihtiyaç duyduysam onları burada paylaşmak. O yüzden çok detaylı tarihi bilgiler bulamayacaksınız. Gerçi wiki de bu aralar kapalı ama :) idare edin artık başka kaynaklardan.
Daha önceki Mega Italya başlıklı yazılarımda da bahsettiğim üzere, herhangi bir tur programı dahilinde geldiyseniz tam anlamıyla gezilebilecek bir şehir değil maalesef. Ben en az 3 gün veriyorum. Hem de geceli gündüzlü. Şuna istinaden söylüyorum. Tur bitti eve geldim. yazısını yazmaya başladım ki anca o zaman şehrin büyüsünü ve güzelliğini idrak edebildim.
Tur rehberi o kadar bilgili ve dolu bir insandı ki, sürekli bir yükleme faaliyeti içerisinde olduğundan, her bilginin hafızada yer edebilmesi imkansızdı. Bir de her köşeyi fotoğraflamak istiyor insan doğal olarak. Hal böyle olunca ancak evde kafa rahatlayıp da fotoğraflar eşliğinde şehri yeniden gezmeye başlayınca anladım ki, şehir gerçekten de çok güzelmiş. Şimdi de bir pişmanlık içindeyim elbette :) Keşke rehberin dediklerini dinleyeydim diye
Ne zaman ki artık makinayı elinizden bıraktınız. Gördüğünüz kadrajlar artık size tanıdık gelmeye başladı. İşte tam da o andan itibaren şehirden zevk almaya başlayacaksınız. O seviyeye gelmeniz de en az 3 gün sürecektir :) Şehirde gezecek o kadar çok yer var ki hepsine yetişmek imkansız. Gitmeden önce Michelangelo Meydanından çok güzel kareler elde edebileceğimi öğrenmiştim ama maalesef ordayken buna fırsatım olmadı. Siz giderseniz Michelangelo tepesinden şehri seyretmeden dönmeyim derim. Ben çok pişmanım. Neyse ki teknoloji buna imkan veriyor da sanal bir tur yapabiliyoruz tepede. Buyurun linki de şuraya bırakayım.
Burayı gündüz gezin, şurayı öğlen, orayı da akşam gibi yönlendirmeler yapmicam çünkü turla geldiyseniz böyle bi şansınız yok. Yok kendiniz geldiyseniz yine söylemeye gerek yok zaten şehir görünce hem gece, hem gündüz, hem gün doğumu, hem gün batımı saatlerini değerlendireceğinize eminim. Gitmeden önce “ooo romantizm, Venedik, gondol” yönlendirmeleri yapan insanlara romantizmin Venedik değil açık ara Floransa olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Bir kaç istatistiki bilgi vermek isterim. Nüfus 380 bin civarı, yıllık turist 2 milyon, ortalama bir yerliye 5 turist düşüyor :) Yani İstanbul ile bi kıyaslama yapmak gerekirse, yıllık 60 milyon turist gelmesi gerekiyor bu hesapla. Valla abartmıyorum 5 kişi değil hatta 10 kişi. İstatistikler az bile söylemiş. Biz boşa konuşmuyoruz efenim. Buyurun ispatı
Evet. Sonuç olarak diyorum ki; buraya kadar boşa okudunuz bu yazıyı. Çünkü Floransa okunmaz, izlenmez, duyulmaz. Sadece yaşanır… Umarım bu şehrin havasını soluma şansı olur bir gün herkesin.
Her ne kadar izlenmez desem de siz yine de bana bakmayın. Eminim bu videoyu hiç ileri sarmadan izleyeceksiniz. Şimdiye kadar bahsettiğim, duyduğunuz, okuduğunuz, Floransa hakkında kulağınıza çalınan her şeyden bir tutam güzelliği, muhteşem bir klasik müzik eşliğinde bir arada izleyebilirsiniz.
Araştırmalarım sırasında Ayhan Sicimoğlu’nun bir yazısına denk geldim ve şimdiye kadar hiç duymadığım bir bilgi ile karşılaştım. Sizinle paylaşmak istedim. Direk olarak oradan alıntıdır.
Tarihte pek bahsi geçmeyen Fatih Sultan Mehmet ile Lorenzo di Medici dostluğuna değinelim biraz:
Bernardo Bandini asil bir aileden geliyor ama yemin etmiş bir kere; Lorenzo ve kardeşi Guliano’yu öldürecek. 26 Nisan 1478’de Medici’lerin ezeli rakibi “Pazzi” ailesinin hazırladığı tuzak planına göre, Bernardo pelerininin altına sakladığı bıçak ile Duomo Meydanı’ndaki dini ayin sırasında Medici kardeşlere saldırır. Lorenzo di Medici hafif yaralar ile kurtulur, ancak Guliano di Medici (yakışıklı altın çocuk olarak anılır imiş) 26 bıçak darbesi ile olay yerinde can verir. Bandini olay yerinden bir şekilde kaçar ve Osmanlı topraklarına doğru giden bir gemiye saklanır. Türk kılığına girer; kaftan, sarık, şalvar vesaire… Ancak Sultan Mehmet’in casusları ve Floransa elçisinin çalışmaları neticesi yakalanır. Fatih Sultan Mehmet büyük bir jest yaparak hain Bandini’yi Floransa’dan almaya gelen gemi kaptanına teslim eder. Bandini İtalya’ya geri getirilip ibreti alem için “Signoria” meydanında asılır.
Italyan Kaptan, Fatih Sultan Menmet’e, Lorenzo Medici’den bir takım hediyeler ile beraber bir mektup getirmiştir:
“Bernardo Peruzzi’den (Floransa sefiri olsa gerek) öğrendiğimize göre, Majesteleri hain Bernardo Bandini’yi yakalatmış ve bize de bu şerefsiz parazite ne istersek yapabileceğimizi buyurmuşlar. Majestelerinin buyrukları bizlere ve halkımıza her zaman gösterdikleri büyük adalet ve sevgi çerçevesindedir. Majestelerinin geçmişte Cumhuriyetimize ve halkımıza yarattığı sayısız imkanlar ve yaptığı iyilikler nedeni ile minnet borcumuzu sadık hizmetkarlarının evlatları olarak bir kez daha sunarız. Majesteleri bu son jestleri ile kendilerine olan bağlılık ve sadakatimizi sonsuz kılmışlardır.”
Lorenzo di Medici bununla da kalmamış, Floransalı sanatçı Bertoldo di Giovanni’ye bronz bir madalyon hazırlatıp hediye olarak Fatih’e yollamış.
Madalyon yazıları:
“MAVMbET ASIE AC TRAPESVNZIS MAGNEQUEVE GRETIE IMPERET”
(Asya, Trabzon ve Büyük Yunanistan İmparatoru Mehmet)
Madalyonun diğer yüzünde başında kavuğu ve sarığıyla, sırtında pelerini, belinde kuşağı ile Fatih Sultan Mehmet ayakta görülüyor. Sultan’ın bir elinde kement içinde üç çıplak kadın esir var, yanlarında”GRETIE, TRAPESVNTY, ASIE” (Yunanistan, Trabzon ve Asya) yazıyor. Diğer elinde ise, elinde çelenk taşıyan güç, hız ve zafer tanrıçası “Nike” heykelciği görülüyor. Sultan Mehmet iki at tarafından çekilen bir Zafer Arabası üzerinde. Omuzuna dayadığı tuğ’u taşıyan bir erkek figürü ise iki atı dizginlerinden çekmekte. Madalyonun altında, solda elinde çatallı mızrağı (atribu) ile deniz tanrısı Poseidon, sağ tarafında ise Poseidon’un kızkardeşi olan tarım, bereket ve mevsim tanrıçası Demeter, elinde içi meyve dolu sepet ile uzanmaktadır.
İspanya gezimde beynime kazınan Gaudi, bu gezide ise Medici oldu. Her ülkenin bir olmazsa olmazı var demek ki
Mega Italya Floransa burda bitti. Sonraki durak Lucca için tıklayınız
Mega Italya turunda göreceğiniz şehirler, yazılarım, fotoğraflar ve tam tur programı için tıklayınız
Floransa tarihiyle, heybetli devasa yapılarıyla, heykelleriyle, romantizmi ile çok büyüleyici bir şehirmiş gerçekten … özellikle videoyu izleyince kafamda bi şeyler daha da netleşti.. Floransa ışıklarıyla havadan o kadar büyüleyici görünüyor ki, masallarda gördüğümüz o büyük hazine sandığının içindeki değerli taşlar gibi parlıyo adeta ✨✨ eline, emeğine, yazına sağlık ?
Çok teşekkür ediyorum değerli yorumun için Emel Korba. O zaman amacıma ulaşmışım demek :)
İtalya seyahati planım yok yakın zamanda ama çok keyifle okudum ve merak ettim şehri. Bir yazı sizde bir yere gitme isteği uyandırabiliyorsa bu iş olmuş demektir. ???? Bir insanın çektiği fotoğraflara bakarak gerçekten neyi çekmeyi sevdiği anlaşılabiliyor. Doğa seviyorum diyen fotoğrafçının doğa fotoğrafı da daha bir güzel oluyor. Arno Nehri isimli fotoğraf favorimdir. ??
Şimdi alıcı gözle bi daha bakınca o fotoğrafa benim de bi kanım ısında :) Elden geldiğince çekergezerlik yapmaya çalışıyorum. Teşekkür ederim.
Yine Şahane bi yazı olmus keyifLe okudum :) Floransaya gitme ihtimaLim %0 olmasina ragmen sayende görmüs olduk :) hakkaten cok güzeL biyermis, cizimci adamın fotosunu cektiginde aranzda diyalog gecti mi? bide pisiklet süren neneye dicek yok?
Geçme mi hiç efenim. Geçti tabi ama o Türkçe ben de İtalyanca bilmdediğim için birbirimizin ne dediğini anlamadık :) Bi de %0 diye bi ihtimal olmaz. Umut olmalı her daim. Çok teşekkür ediyorum
Yediklerin içtiklerin senin olsun gezip gördüklerini anlat derler ya, ben yeme içmeyi de merak ederim. Pizza, makarnayı o kadar sahiplenmişler, öyle m gerçekten? Kadraj efsunlu bir şey, kesinlikle teknikten öte o yüzden özellikle gezi yazılarında mutfak kültürü ve yeme içmeye dair fotoğraflardan da çok keyif alıyorum. Hem renkli hem kültür hakkında çok ip ucu veriyor. Bir doğasever fotoğrafçının kadrajından yemek kültürüne dair kareler görmek nasıl olur? Turlarla ışık hızı, o dedikleriniz için çok zaman az hız lazım derseniz haklısınız. Floransa’nın popüler yerlerinden çok sade hayat sürüklen yerlerinin daha güzel olduğunu sanıyorum, yanılıyor muyum? Bana kasvetli gelen tarihi eserlere boğulmayan özgür coğrafyası ve Akdeniz havalı yerleşim yerleri.. Kadraja da kaleme de teşekkürler..
Öncelikle sahiplenme konusu tamamen gerçek. Haklısınız yeme içme fotoğrafı paylaşmıyorum ama paylaşan arkadaşlarımda gördükçe de bi heves etmiyor değilim. Gerçekten de güzel kareler çıkıyor. Evet sahiplenmişler ama bi bildikleri olduğu kesin. Ben pizza sevmem. Dışardan bi yemek söylicek olsam hiç bi zaman pizza tercihlerim arasında olmazdı. Ama orda yediğim pizza, belki abartı olacak ama gerçekten “pizza buymuş demek” dedirtti bana. Burda içinde bin çeşit malzeme olmasından sevmiyormuşum herhalde. Sade hayat konusunda kesinlikle sizinle aynı fikirdeyim. Hatta yazımda da bahsedecektim ama siz söyleyince aklıma geldi şimdi. Arno nehrinin ikiye ayırdığı Florsansa’nın bir tarafı oldukça meşhur, hareketli, şaşaalı, kalabalıkken, diğer tarafının ise uzaktan gördüğüm kadarıyla oldukça mütevazi bir hali vardır. Bunu çektiğim fotoğrafa bakınca anladım elbette. Diğer tarafı görme şansım olmadı. O sebeple norma hayat tarafının da oldukça güzel olduğunu tahmin ediyorum. Bi gün tekrar yolum düşerse mutlaka diğer tarafı da görmek isterim. Çok teşekkür ederim.
Bu akşam floransa’da idim ?muhteşem lorenza bana pek de muhteşem gelmedi hakan? yazılarını okumak pek zevkli.
Ansiklopedi gibisin süper ?
:) teşekkür ederim