Ben bi’ kahve yapayım da öyle başlayalım…
Üç seferde alınır kahve cezveden!
İlki köpüğü, ikincisi lezzeti, üçüncüsü sohbeti için.
İyidir benim elimin ayarı. Köpüğü de lezzeti de şaşmaz.
Peki ya sohbeti?
“Yalnızlığı sever kahve!” derler ama bence en çok hatır bilenle edilen sohbeti sever.
Bi’ kahve sever olarak kahvenin bende ki anlamı tadının ve kokusunun ötesindedir.
Mesela…
Bir dosta sohbete giderken “Müsait misin? Bi’ kahveye geleyim.” derim. Anlar ki keyfim yerinde… Belli ki o sohbete doyum olmayacak. Beni bilen geri çevirmez bu teklifimi…
Ya da otururken bir dost meclisinde yemekler yendiyse biraz da vakti geçtiyse “Söyleyin bi’ kahve de içerken devam edeyim.” derim lafımın arasında. E yani akıp giden zamanın bize bırakacağı güzel anılara eşlik etmesini isteyeceğim kadar da hatırı vardır kahvenin bende.
Yahut bir dost çalmışsa kapımı, varsa anlatacağı “Dur, başlama! Önce ben bi’ kahve yapayım.” derim. Belli ki dolmuş, taşacak. Öyle kuru kuruya dert mi dinlenirmiş… Ben kahveyi dökerken fincana o da başlar içini dökmeye bana.
Tadını ayrı kokusunu ayrı severim ben kahvenin… Tadını sevmeyeni, zorlasam, bir nebze anlarım ama ne bileyim kokusunu sevmeyeni hiç anlamam.
“Sevmem ben kahve…” diyeninizin bile vardır kahveli anıları.
Farz-ı misal;
Bir kısmımız ilk buluşma teklifimizi “Bi’ kahve içelim mi?” diye almışızdır. O heyecanla olmaz da diyememişizdir. Böylece bir ilke daha yarenlik etmiştir bir fincan kahve…
Kız isteme merasiminde içilen o tuzlu kahvenin tadını unutmayanların yüzünü ekşittiklerini görür gibiyim. Kapı eşiğinden o yüz ifadesini gören evin küçüğü, mutfağa “İçti, içti!” haberini saldığı anda kikirdemeye başlar gelin kız ve arkadaşları. Unutulmayacak anılara bir eklenti daha…
Keyfe ya da kedere kaldırılmış kadehlerin ardından “Yap şuna acı bi’ kahve de kendine gelsin.” azarını duyanlarımız da vardır aramızda. Kesin… Kim bilir hangi gizin ardından süzüle süzüle gelmiştir o kahve de oraları muamma işte… Anlatılmaz da şimdi!
Ben en çok rahmetli büyük annemi hatırlarım, kahvenin kokusunda… Hayatımın var olduğu döneminde ne çok şey öğretmişti bana…
Bir bayram, “Misafirlere ben kahve yapcam!” diye tutturmuştum da köpüğünü tutturamayınca dökmüştüm kahveleri, ağlaya ağlaya… “Gel kendin yap!” diyerek esereklenmiştim bi’ de… O ise sıcacık tebessümüyle tek kelime etmeden gelip hazırlamıştı ikramlığını…
O gün değil ama başka bir gün “Gel.” dedi. “Bi’ kahve yapalım seninle.”
“Eskiden odun ocakları vardı. Ekmek piştikten sonra közün içine konurdu cezve… Cezve yavaş yavaş küllenir; kahve yavaş yavaş demlenirdi. Ne kadar çok kalırsa közde cezve; o kadar iyi pişer kahve. O yüzden altını kıs ocağın. Kahve kabarınca da telaşe etme. Öyle birden alınmaz kahve cezveden, üç kerede alacaksın…”
Kaç yaşımdaydım o zamanlar hatırlamıyorum. Ama o gün ki kahvenin kokusunu da, muhabbetini de unutamıyorum ve gün geçtikçe daha da iyi anlıyorum ki; büyük annemin, o gün bana öğrettiği tek şey kahvenin nasıl yapılacağı değilmiş. O vakur kadın, ilerleyen yaşlarımda anlayacağım müthiş bir öğretiyi, o küçücük mutfakta iliştirivermiş zihnimin bir kenarına…
Oysa o gün, o sözler benim için sadece bir tarife aitti. Şimdi anlıyorum ki; muazzam bir benzerliği örtülemişler…
“Ne kadar çok kalırsa közde cezve, o kadar iyi pişermiş kahve.”
Tam bir kahve tadında harika bir yazı olmuş elinize yüreğinize sağlık.
Ben bi kahve yapayım da öyle başlayalım deyince dur dedim okuma yemek bitsin kahveni içerken oku :))
Benimki filtre kahveydi ama benimki de fena olmamıştı hani.
Yalnızlığı severmiş kahve sözünü duymamıştım ama filtre kahveye daha bi gittiğini düşündüm ben.
Mesneviden alıntılar yapılan bir kitapta okumuştum sanırım kaynayan nohutun hikayesini anımsattı bana
“Ne kadar çok kalırsa közde cezve, o kadar iyi pişermiş kahve.”
Öyle güzel söylemişler ki olgunlaştıkça idrak edilecek ve tadına varılacak güzellikte..
Ben de bu yeni yazarımızın bu yazısını tek nefeste okudum ve dedim ki sevgili Bencileyin kesinlikle bu yazıyla başlamalısın. Kendisinin heyecanı hat safhadaydı ve bu yorumunla yaptığın katkı eminim çok mutlu edecektir. Beğenmiş olmana çok sevindim ve benim aldığım mesajların bir başkasına da aynı şekilde ulaşması ayrıca sevindirdi. Tekrar teşekkür eder iyi akşamlar dilerim efenim.
Vee
Sevgili Çekergezer,
İyi ki dinlemişim seni… ;)
Güvenin, desteğin ve heyecanıma ortaklığın için çokça teşekkür sana.
Sevgimle…
Güzel yazılarının devamını bekliyoruz dört gözle :)
Sevgili çeker gezer
Bizi böyle güzel kalemlerle buluşturduğun için ayrıca teşekkür ederim 🙏🙏
Pandemiden hemen önce kendi yaşamımı ve genelinde tüm dünyayı freni patlamış kamyon gibi hissediyordum sık sık. Bu hız çok fazlaydı artık ve kötü bisey olacak diye korkuyordum açıkçası. Sonra bir eve kapanış ve derin bi sessizlik hakim oldu sanki herșeye..
İyi bir şey mi oldu kötü birsey mi bunu zaman gösterecek diye düşünüyorum.
Bu süreçle birlikte dış dünyamıza paralel olarak ve doğal olarak iç dünyamızın da çok değiştiğini düşünüyorum.
İyi güzel de bunların konumuzla ne alakası var tabi :))
Böyle yüreği ve kalemi güzel farklı yazarlara sayfanda yer vermeni özellikle zamanlaması açısından!! çok anlamlı ve faydalı buluyorum. Ayrıca göz göze olmasa da çok güzel etkileşimlere vesile oluyorsun.
Bu sebeple seni ve emek veren herkesi tebrik ediyorum 👏👏👏
Karşılıklı kahvelerle sohbet edebilmek dileğiyle 👐👐
Yani aklımda koronanın faydalı konu başlıklı bir yazı yazmak var ve söylediklerin de bunlara dahil aslında. O kadar çok faydasına şahit oldum ki neredeyse “öldürmeyeydi eyiydi” moduna geldim o derece. Ama kafaya koydum. Bununla ilgili tüm verileri toplayıp bir yazı yazcam.
Fark ettim ki yazarlar olmasa benim sayfa yatacakmış. İyi ki varlar da böyle ufkumuzu açıyorlar. Hep gezi, hep foto nere kadar de mi :)
Başta kendim olmak üzere birilerine faydasının olduğunu bilmek çok güzel. Sanırım buraları da bi ara okurlar diye düşünüyorum. Ondan sebep bir kez de burdan kendi adıma teşekkür ediyorum.
Merhaba Ayşe Hanım;
Öyle güzel hissetmişsiniz ki yazıyı… Bu, benim için yüksek ölçüde şevk verici. :)
“Bi’ Kahve yap da içerken oku!” demişsiniz ya hani en başta… “Hah!” dedim. “Tamam. Senin kahvenin kokusu ulaşmış bir kahvedaşa.”
Bu ilk yazıyla ben hoş geldim ve sizin yorumunuzla da gördüm ki hoş da buldum… ;)
Kahveyle ve Tebessümle kalın!
Sevgimle…
Kesinlikle hoş geldiniz sefa getirdiniz bu güzel sayfaya.
Belki de kendi kendimize kalmaktan usandığımız, bir çift göze bakıp sohbet muhabbete hasret kaldığımız şu günlerde ilaç gibi geldi sohbet tadında yazınız.
Benim kahve sizdendi Bencileyin :) tadı hala damağımda.
Sıradaki yazıları merakla bekliyor olacağım hoşçakalın 🙋♀️
O zaman ne mutlu bana; amacına ulaşmış bir yazı olmuş.
Afiyetle ve Keyifle… :)
Huzur dolu bir akşam dilerim size.
Yazıya kalbimi bıraktım. Her ilkin başlangıcı kahve sanırım☺️❤
Huzur dolsun kalbiniz…
Kahvesiz olmaz tabi efenim! ;)
Keyifli bir akşamınız olsun.
Sevgimle…
Kahveye bakış açımı değiştirdi resmen 😄 çünkü kahveyi yalnızca başım ağrıdığında ağrı kesici niyetine içerdim. Dur bakalım yaş ömrün yarısını yeni geçti. Belki bu yazıdaki tadı ben de almaya başlarım. Kaleminize sağlık.
:) Umuyorum ki yaş aldıkça kahveden de sohbetinden de aldığınız haz artar. Zira az da olsa buna katkım olursa çok sevinirim.
Ama siz her daim ağrı kesici etkisinden de vazgeçmeyiniz. ;)
Sevgimle…
Hoşgeldin.
Ben de yeniyim buralarda ama neyse ki iyi bir evsahibimiz var, çok rahat ettiriyor sağolsun. ;)
Heyecanla ve merakla bekliyordum bu yazıyı. Ve okuduğum bu güzel “kahve sohbeti”nden sonra iyi ki gelmişsin diyorum. Başlamak sanırım önemli olan, sonrası daha kolay ilerliyor.
Kahveyi fal bakan varsa içen bir çaysever olarak, yazı bende kahve içme isteği uyandırdı diyebilirim. :) Kahve sevmem denemez ama tiryakisi değilim yine de kokusuna bayılırım.
Büyüklerden akılda kalan o tek cümle gibi dursa da koca bir hayatı anlatan laflar en sevdiklerimdir. O yüzden “ne kadar çok kalırsa közde cezve, o kadar iyi pişer kahve” benim de aklıma yazdıklarım arasına girdi artık. Paylaşıp bu güzel tecrübeye bizi de dahil etmen harika oldu. Kim bilir daha aklımıza yazacağımız nasıl güzel cümleler gelecek.
Merakla bekliyorum.
Ve de Hoş buldum.
Size ve sizin nezdinizde ev sahibimize bolca teşekkür. :)
Ne büyük tebessüm oldu keyifle yazılarını okuduğum kişinin yazımı beğenerek okuması…
Hele ki “Bi’ Kahve mi içsem acaba ben?” dedirtebildiyse bu kahvekolik o çaysevere ne mutlu ona. ;)
Her gün ve her insan bir şeyler öğrenmek için birer fırsat bence. Yeter ki nasibimize düşsün; yeter ki biz nasibe ulaşmayı bilelim.
Umarım beklemeye değer olur benden her gelen.
En sevdiklerinizde tekrar buluşmak dileğiyle…
Sevgimle…
Sanırım kıskanmaya başlicam birazdan. Ben yazmayı falan bırakıyom artık yaa. Bi de yazılar öylesine güzel ki elim varmıyo yazmaya sizinkileri okuduktan sonra. Tebrik ediyorum canı gönülden. Ayrıca bu ne arkadaş. Bu kadar resmiyet fazla gelir bu sayfaya haberin olsun Bencileyin :)
Efenim fevkalade ölçüde mütehassis olup, nevi şahsına münhasır bir şahsiyet olmamdan mütevellit hislerimi ciddiyetle ifade etmiş olabilirim.
:))))
Estağfurullah, Sayın Çekergezer… Yolundayım, nacizane :)
binaeyleayldfaldfaleıfao :) yazamadım bile bak. Yok yok bu sayfaya çok fazla bu kadar resmiyet 🙈🙈
Zaman… Sadece birazcık zaman… Alıştıracağım…
İşin şakası tabi :)))
Lakin şahsım adına bu ciddiyetinizi nihayete erdirmenizi istirham ederim. Zira bana siz diye hitap eden birine sen demekten hicap duymamdan mütevellit, hitaplarımı bu minvalde değiştirmek mecburiyetinde kalmanın beni ziyadesiyle müteessir edeceği kanatindeyim.
:))
Benceee
Biz seninle çok iyi anlaşacağız… :)))))
Ben çekileyim o zaman 🙈
Yo Yoo…
Kalabilirsin :)))
Bunları translate deyince google kafayı yiyo biliyonuz demi 😂 yazık googla bence zorlamayın. Ekmeeni yiyoz ne de olsa şunun şurasında
Google mı? Translate mi?
:)))))
Evet yaa! Resmiyete gerek yok gerçekten. Biz aynı evsahibinin kiracıları olarak samimi olmalıyız sevgili Bencileyin. Şimdi iyi bize karşı sağolsun da sonradan örgütlenmek falan gerekir, belki bloğu ele geçiririz falan.:)) Toprak sahiplerine karşı dikkatli davranalım. :p :) Korku salayım da yazı yazsın artık çekergezer de, gezemiyorum ondan yazamıyorum diyor da bahane değil sanki. Arşive bi dalması lazım ;)) Bir de bahanesi olduk oh ne ala. :p
Ben bu yazılanları okuyabiliyom biliyon de mi sayın Zerdali :) Yakında siz var ya faşo ağa falan da yazmaya başlarsınız burda ya hayırlısı bakalım :)
Hahahaaa…
Bence bizi resmiyetten çıkardığına pişman olabilir :)))
Bu arada yazılar ve fotolar için diyorum ki; beklenmekte gelecek olan ;)
Valla duygularıma tercüman oldun zerdali çekirdeği. Sizi çalıştırıyor tembellik ediyor diye düşünüyordum ben de :)) Ben kiracı değilim ama sayfadan atılır mıyım ki 🙃 özledik yahu ondan yani 😉
Ben zaten sırf o yüzden yazmıyorum artık. Bunun tembellikle ilhamla falan alakası yok yani. Yoksa 10 yazı var en az hazırda :p (duy da inanma, Çekergezer inansa yeter, aramızda ;) )
Ama o zaman bloğa el koyarım falan diye kendimi zor tutuyolar :))
yaa ben iyiydim ne güzel böyle kenardan kenardan 🙈 gerçi bugün haberlerde izledim. Okey masalarındaki yancılar da artık korono tedbirleri sayesinde kaldırılımış. Yakına bana da gelir bu yasaklar
Aman efendim kafayı yiyen Google olsun size yedirmeden ben kaçayım sessizce 😎 herkese hayırlı geceler🤗
İyi geceler ;)
Bir kahve lazım şimdi bana…
Küçük mutluluklarla kendini şımartmak herkese lazım :)
Sevgimle…
Anneanneniz, çok bilge bir kadınmış Sevgili Bencileyin. Ne mutlu size! Bilinçaltınıza güzellikler ekilmiş.😊❤
“Ne kadar çok kalırsa közde cezve, o kadar iyi pişermiş kahve.” demiş ya anneanneniz, eskiler biliyormuş, çözmüşler hayatın anlamını, yaşamın püf noktasını.
İnsan, acılarla, üzüntülerle, sıkıntılarla hemhal olup da kavrulurken hayatın içerisinde, kahveyi ince ince pişiren o kor ateş gibi hayatın ateşiyle kavrulurken büyüyor, olgunlaşıyor ve kemale eriyor.
Hayat pişiriyor insanı, ateşteki korun kahveyi pişirmesi misali…
Lay lay lom yaşarken bir insan sorgulama ihtiyacı duymuyor ki hayatı!… Hayat çok güzel onun için, niye sorgulasın ki?
Acılar, üzüntüler, sıkıntılar sorgulatıyor insana “bu hayatın anlamı nedir, niye geldim bu hayata?” diye. Eeeee bir kere sorgu sual başlayınca da, cevaplar geliyor önüne ve sana gelişimin, değişimin yolu açılmış oluyor. Bu yol tek yön, yola koyuldun mu geri dönüşü yok, sonu yok. Önemli olan yolda olmak ki zaten, farkındalıkla yolda olmak. Farketmek, en önemli değişim, gelişim kriteri.
Yüreğinize sağlık, kaleminize sağlık. Çok güzel anlatmışsınız keyifle okudum.
Bir kaç satırda ben yazayım izninizle kahveye dair;
“Aldanma kahvenin kara rengine,
Benzemez hiç gecenin zifirine,
Bu yüzden mutluluk çöker yüreğine,
Dost dosta ikram ettiğinde.”
Necdet Cemal OCAK
Gönül ne kahve ister,
Ne kahvehane,
Gönül söyleşecek bir dost ister,
Kahve bahane…
Dostlarınızla, muhabbetle, sevgiyle içeceğiniz nice kahveleriniz olsun inşallah.🙏
Kalın sevgiyle ve bir fincan kahveyle.😉😊😍☕
Öyle güzel katkı da bulunmuşsunuz ki; hisseden yüreğinize, yazan elinize sağlık…
Hayatın içinde güzel dokunuşlarıyla bize yeni renkler katanlarımızla biz de dönüşüyoruz işte. Umarım dönüşümümüz pişmek adına olur.
Aynı hislerle ben de size dost yüreklerle olduğunuz, keyfine doyulmaz kahve kokulu günler diliyorum.
Sevgimle…
Merhaba Bencileyin, yazan kısmında görür görmez aklıma Yunus Emre gelmişti. Acep şu yerde var mı ola / Şöyle garip bencileyin.. Öyle güzel ve gönülden yazmış ki Yunus bugün de al oku, hip hop yap rap yap her türlü girecek bir kalp bulur. Bu kalbe dokunma işi çok tatlı bi şey, her okuyan için ayrı paketlenmiş hediye gibi. Kim ne alırsa artık.. Kahve konusu derya, çünkü sadece bir içecek değil. Hafif kafa yapıyor, öte yandan kafa açıyor bir de ehlinin elinden çıktı mı… Oy oy… Kahve yalnızlık sever, çay kalabalığı diyorlar. Katılmıyorum, kahve de çay da karışmaz öyle işlere, içenlerin uydurması bence. Kahve yazdınız ama benim aklımda kalan babaanneniz , aklıma gelen babaannem. Yazının sihri burada, bayılıyorum bu kalem dürtmelerine. Bir aydır taslağımda bekleyen barista mı tiryaki mi yazım var. O da ayrı bir alem, kahve yapmanın ve içmenin seremoni ya da rock konseri gibi algılandığı bir mod. Dalıp yazacağım bakalım. Belki sonrasında filtreci de olurum.
Sizi tanımıyorum ama hamili blog yakınımızdır diyerek, yazmadan duramadım. Keyifli ve heyecanlı milyon mısralar diliyorum.
“Hamili yakınımızdır” deyince ne kadar da aşina olduğum ve fakat bir o kadar da bilmediğim bir cümle olduğunun farkına vardım. “Hamil, kıymetli evrakı kanunlara uygun olarak elinde bulunduran, taşıyan gerçek ya da tüzel kişidir.” diye bir tanımı okuyunca çok sevdim aslında. Benim taşıdığım da işte bu kıymetli evraklar demek :)
Duyduğum kelimelerin anlamlarının aslında tahminimden farklı olduğunu öğrendiğimde bunu çok seviyorum. Bencileyin de öyle bir kelimeydi ama bunun farkı şu oldu. Neredeyse bu kelimeyi hiç duymamışım. İsmiyle katkı yapmaya başlayan yazar kim bilir daha neler katacak diye konuyu bağlıyorum.
“Bencileyin”i duymamış olmana çok şaşırdım. Yeni jenerasyona uzak bir kelime ondan galiba 😄 Aile büyükleri çok kullanırdı bizde. Belki de o yüzden eski ahbapmışız gibi hissettim kendimi Bencileyin’le. ☺️
Vee Begonvil… Yeni bir işe başlayanların muhteşem yüreklendiricisi. 👏🏻 Bana çok iyi gelmiştin ilk adımlarda. Eminim Bencileyin için de öyle olacak.
Evet kesinlikle muhteşem yüreklendirici. O konuda çok doğru bi noktaya parmak bastın sevgili Zerdali ama duymamış olmama hiç şaşırma zira ben senin şu yazındaki yeni jenerasyondan olduğumdan 🙈 sıkıntı yok
Ah Zerdali, bazıları bilmedikleri bir zamandan aşinadır birbirlerine bence. ;)
Yollarının kesişmesi için doğru vaktin gelmesi gerekiyordur sadece…
Hem de o kadar iyi geliyor ki bana içten yorumlarınız, “hadi bi’tane daha bi’tane daha” diye sağa sola koşuşturan içimdeki çocuğu dizginlemekte zorlanıyorum :))
Güzel bir gün olsun <3
Yorum yazmalara doyamıyorum sanırım. Hadi bi’ tane daha!:)
Yorum yazmalara geç kalanlarda bugün… Ben… :)))
Yazmalara doyama sen; yorum yapmalara da… Merakla beklemeye, merakla beklendiğini bilmelere de ben doyamayım. Hep bir tatlı heyecan :) Bu devran böylece dönüp gitsin. Ortaya güzel şeyler çıksın ve o güzel şeyler de çiçek olsun günlerimize… Bence olur. Hem neden olmasındı ki…
Duyduk mu, Çekergezer? :))
Zerdali ya içimi bi hoş etti yazdıkların:) Sağ ol var ol.. Ama daha seni tanımadan Hakan’ın ig hesabında, sonrasında blog yazılarında yorumlarını hep okur sağlam arkadaş desteği budur derdim. Muhteşem yüreklendiricilik mutlu olduğumuz ortak paydamız. Arkadaşlıkta da zayıf halka olmayalım hiç;)
Ay hadi inşallah diyerek bağlanmış konunun düğümünü açıyor ama aydın havasıyla hemen kaçıyorum… :))
Ben, birkaç gündür güne yeni hoş buldumlarla başlama işini pek bi’ sevdim. :) Bendeki yazma aşkına dokunuşunuzla artı katmanız da kocaman bir heyecan oldu bana. İyi ki de yazmışsınız. :)
Bir şekilde birilerinin yüreğine dokunabilmek ne de güzel. Yazının siz de uyandırdıkları da ayrı bir neşe…
Yazarken benim olan yazı yazdıktan sonra okuyanındır ve anlayan yüreklere mi ulaşmış ne… ;)
Sevgili Begonvil, her hale ve her güne her hangi bir haliyle eşlik etsin Bi’ Kahve…
Sevgimle…
Tam içtiğim kahve bitmişti ki yazıya denk geldim yüzümde bir tebessüm bitirdim yazıyı nasıl güzel olmuş
Çook teşekkür ederim. :)
Ne de güzel bir denk geliş olmuş… :))
Afiyetle içilecek kahveleriniz ve keyifle okunacak yazılarınız olsun.
Yine bekleriz efenim. ;)
Sevgimle…
Tek nefeste okudum, kahve seven birisi olarak çok hoşuma gitti. :)
Ne güzel… :)
Her kahvenizi keyif ve afiyetle içiniz o vakit.
Sevgimle…
Kahve aşkımı kimse bu kadar güzel dile getiremezdi.Yine kahve icesim geldi.”Bi kahve içelim mi?”☺Tesekkürler sevgili “Bencileyin”
İçelim elbette, efenim. ;)
Afiyetle…